Depremin Hatırlattıkları!.


6 Şubat 2023 tarihinde, Kahramanmaraş il merkezli ve civar illerde meydana gelen depremde, hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabrı cemil ve yaralılara da acil şifalar dilerim!

Deprem akabinde, Devlet olmanın gereği, tüm imkanlarını seferber etmiş, vatandaşların dertleri ile hem dert olmuş ve depremde zarar gören beldelere anında erişmiştir!

Eskiler ne güzel ifade buyurmuş! Üzüntü, Dert ve Keder, paylaştıkça azalır! Mutluluk, Sevgi ve Sevinçler ise paylaştıkça çoğalır! Tabii ki böyle bir doğal afetin olmasını kimse arzu etmez!

İnsanoğlu yaratılış gereği, başına gelebilecek, tüm semavi ve arazı afetlere karşı, iman ve aklın gereği olarak, dikkatli olmak ve tedbir almak zorundadır!

Peki, deprem ya da fay nedir? Fay kırılması ne demektir? Yerkabuğundaki çeşitli ölçekteki kayma yüzeyleri, üzerinde deprem olan ve hareket eden iki levha ya da levha’cık arasındaki ara yüzey FAY olarak adlandırılır!

Tarihsel dönemde deprem oluşturmuş, tüm faylar diri fay olarak isimlendirilir! 2 milyon yıldan daha yaşlı olmayan, kesen faylar, ötelenmiş genç akarsu yatakları, ötelenmiş akarsu ve deniz şekiller, basınç sırtı ya da çöküntü gölcükleri ve uzamış sırtlar gibi genç morfolojik şekiller oluşturmuş faylar, diri faylar, olarak ifade edilmektedir!

Türkiye’deki deprem kuşakları ve hangi ilerimizi kapsadığı ise şöyledir! Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı; Van Gölü’nün kuzeyinden itibaren Erzincan, Tokat, Amasya, Gerede, Bolu, Adapazarı, İzmit Körfezi ve Marmara Denizi’nden, Saroz Körfezi’ne kadar uzanır. Bu kuşağa Kuzey Anadolu Fay Hattı da denir! Ülkemizde depremlerin en çok görüldüğü kuşak burasıdır. İzmit, Adapazarı, Düzce, Bolu, Çankırı, Niksar, Erbaa, Erzincan, Erzurum, Pasinler bu kuşak üzerinde yer alır! Güney Doğu Anadolu Deprem Kuşağı; Van Gölü çevresinden başlayarak Güneydoğu Torosları takip eder ve İskenderun Körfezi’ne kadar uzanır. Muş, Varto, Elazığ, Malatya, Elbistan, Kahramanmaraş, Adana, İskenderun bu kuşak üzerinde yer alır! Batı Anadolu Deprem Kuşağı; Ege Bölgesi’nde yer alan çöküntü alanlarını kaplayan bu kuşak, Bakırçay, Gediz, Büyük Menderes ve Küçük Menderes ovaları ile Burdur, Uşak, Kütahya civarını içine alır. Deprem Riski Az Olan Bölgeler; Bu üç fay kuşağının dışında kalan Tuz Gölü ve Konya çevresi, Antalya – Mersin arası, Ergene Havzası, Ş.Urfa ve Mardin çevresi deprem tehlikelerinin az olduğu yerlerdir!

Afet ve acil durumlara müdahalede Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) dönemi; Ülkemizde yaşanabilecek her tür ve ölçekteki sıkıntılarda etkin müdahale için görev alacak, kamu kurumları, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve gerçek kişileri kapsıyor! Entegre planlama yaklaşımı ve modüler yapısıyla afet sırasındaki operasyon risklerini en aza indirecek bir sistem! Bu sistemde, daha kısa zamanda, daha geniş alanda ve daha çok hayat kurtarılmasını! Kaynakların etkin kullanımı ile müdahale çalışmaları hızlı bir şekilde gerçekleştirilmesini! Ekonomik ve sosyal kayıpların en aza indirilmesini! Kesintiye uğrayan yaşam faaliyetleri en kısa sürede normale dönecek hale gelmesi planlanmaktadır! Türkiye Afet Müdahale Planı ile Devletin çok kısa bir sürede organize olduğunu, bir kriz ve kaosa da sebebiyet vermeden çözüm yolunda hızlı bir şekilde adım attığına şahit olduk!

İnsan olarak başımıza gelebilecek semavi ve arazı afetlere karşı dikkatli olmak, önlem ve tedbir almak, tevekkül dediğimiz böyle bir şeydir! Tedbir almadan, tevekkül olmaz! Tevekkül, tüm insanı önlem ve tedbirleri aldıktan sonra, imanın gereği, daha sonra da yüce makama teslimiyettir!

Eskilerin ifadesi ile; Eşeğini sağlam kazığa bağla, sonra da Allaha teslim ol! Tevekkül, Allah’a teslim olmak ve güvenmektir! Tevekkül, önlem almaya asla mani değildir! Bize akıl veren, aklımızı kullanmadan ve üzerimize düşeni yapmadan, her şeyi Allah’a ısmarlamak, tevekkül değil, kuru bir ahmaklıktır! Gerçek tevekkül, insani olarak üzerimize düşeni yaptıktan sonra, gerisini Allah’a havale etmek ve sonucun iyi olmasını da Allah’tan ümit etmektir!

Depremin zararlarını en aza indirebilmek için insani olarak alabileceğimiz bazı tedbir ve önlemleri de şu şekilde sıralayabiliriz! Yerleşim alanlarını, kırıklar ve fay, hattından uzak ve sağlam zeminler üzerinde kurmalı! Alüvyal dolgulu ve gevşek yapılı zeminlere yerleşim yapılmamalı! Depremi önceden haber verebilen sistem ve yöntemler geliştirilmeli! Binaların yapı malzemesi ve yapı tekniği depreme dayanıklı olmalı! Vatandaşlar deprem konusunda duyarlı hale gelmeli ve eğitilmelidir!

Ülke olarak, Deprem gerçeğine göre yaşamak zorundayız! Yani depreme karşı önceden önlem ve tedbir almak adına, dere yatağına bina yapılmamalı! Binalar depreme dayanıklı ve malzemeleri de deprem yönetmeliğine uygun ve kaliteli olmalı! İskan noktasından sıkıntılı olan binalara yandaş mantığı ile oturma izni belediyeler tarafından verilmemeli! Yasa, kanun ve yönetmeliklere uygun olmayan binalar acilen yıkılmalı! Belediyeler ve yapı denetim firmalarında, yasa, kanun ve yönetmeliklere aykırı davranan ve bunları da görmezden gelmek sureti ile, can ve mal kaybına sebebiyet veren, böyle sorunlu binalara da iskan veren firma, kişi ve memur hakkında adli işlem başlatılmalı! İnsan hayatı, bu kadar ucuz olmamalı, diye düşünüyorum!

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir