KAMU Kurumlarında Tasarrufun ADI Var!.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan; Kamuda ciddi bir tasarruf adımı atılacağını, Enerji faturamız büyümemize paralel olarak kabarıyor. Üretim, yeni pazarlara ihraç ederek, içeride tasarruf kültürünü yaygınlaştırmamız gerekiyor. Daha az kaynak kullanarak daha büyük etki oluşturacak projelere ağırlık vereceğiz. Buna kamu olarak inşallah biz öncülük ve rehberlik edeceğiz. Kamuda taşıtlar, binalar, haberleşme giderleri, cari harcamalar, hizmet içi eğitim, yurt dışı seyahat, kamu istihdamı gibi alanda tasarruf kültürünü güçlendirecek adımlar atacağız. Hem vatandaşlarımıza sunulan hizmetlerin kalitesini artıracağız, diyor!

Kamu kurumlarındaki, israf ve savurganlık, EMEKLİLER ve DAR GELİRLİ Vatandaşlar, bu konuda isyan noktasına gelmiştir!

  • Peki, gerçekten de KAMU KURUMLARINDA ifade edildiği şekilde bir İSRAF ve SAVURGANLIK var mıdır?

31 Mart yerel seçim sonuçlarına, bir de bu zaviyeden bakmakta fayda olduğunu düşünüyorum!

KAMU kurumlarında israf ve savurganlık had safhada iken, vatandaşlar ve emeklilerden kemer sıkmaları ya da sabretmelerini beklemek, ne kadar inandırıcı olabilir?

Mademki, ülkemizde, ekonomik bir kriz vardır, seksen beş milyon, et ve tırnak olarak herkes elini taşın altına koymalıdır! Sadece bir kesimden sabır beklemek ile sonuca varılamaz!

Belediyeler ve özellikle üniversitelerde ki, bankamatik çalışanlarıı deşifre edilmeli, maaşları kesilmeli, emekli edilmeli ya da görevden el çektirilmelidir!

  • 31 Mart yerel seçim sonuçlarına göre, el değiştiren belediyelerde, neredeyse norm kadro kadar Bankamatik Çalışanı tespit edilmektedir!
  • Yüz bin nüfuslu bir ilçede, 400 – 500 kişi arasında Bankamatik Çalışanlar olduğu iddiaları bulunmaktadır!

Şehrimizde bulunan üniversitelerde ki akademisyenlerden, Ankara, İstanbul ve başka şehirlerde ikamet eden ( 300 – 500 arasında bir akademisyen olduğu ) fakat ne üniversiteye, ne fakülteye gelen ve ne de derslere giren kişiler, deşifre edilmeli, maaşları kesilmeli ya da görevden el çektirilmelidir!

Peki, böyle bir duruma şahit olan; Fakülte ve Üniversite yönetimleri ve YÖK ( Yüksek Öğretim Kurulu ) neden işlem yapmaz?

A Parti veya B Parti, aynı partiden veya başka partiden olmaları fark etmez! 2002 yılından günümüze, yaşanmış tecrübeler çerçevesinde, yeni seçilmiş bir belediye başkanı; bir önceki başkan yardımcıları, daire başkanları ve şube müdürlerini görevden alıp, yeni atamalar yapmaktadır!

Fakat aynı partiden olan birlikte yol yürümüş ve aynı davayı temsil ettiklerini iddia eden kişiler, işinin de ehli ve liyakatli bireyleri neden değiştirmeyi ya da bir kenara itmeyi tercih etmektedir?

Aynı durum, Bakanlıklar, genel müdürlükler ve tüm kamu kurumları ve KİT’ler de, vuku bulduğunda, karşımıza çıkan MALİ tabloyu bir düşünelim!

Kenara atılmış ya da itilmiş, yeni bir dönem için aktif kadro bekleyen binlerce kişi devletin ve milletin sırtından, hiçbir iş yapmadan ballı MAAŞ almaya devam etmektedir! Bu durumdan kimse rahatsızlık duymuyor! Neden acaba?

Madem ki, yeni gelen idare bu kişilerle çalışmak istemiyor ve emekliliğiniz de gelmiş ise neden devleti ve milleti zorda bırakıyorsunuz? Sonra da helal ve haramlardan dem vuruyoruz!

Bu kişilere aktif bir görev verilmeyecekse, emeklilik işlemleri için zorlanmalı ya da Ehliyetli ve Liyakatli olanlar başka kurumlarda değerlendirilmelidir!

Hesap uzmanı olmaya gerek yoktur! İki kere ikiyi toplayacak kadar aklı ve matematiği olan herkes bu işi çözer!

Ülkemizde, 30 Büyükşehir belediyesi, 51 İl belediyesi, 519 Büyükşehir Merkez İlçe Belediyesi, 403 Taşra ilçe belediyesi ve 319 Belde belediyesi olmak üzere; toplamda 1392 belediye bulunmaktadır!

1392 belediyede ki, her bir belediye başkanı, 20 kişilik kadroyu kenara aldığını ve bunların yerine de, kendisine yakın 20 kişiyi ( şehrimizde bu rakam BİN KİŞİNİN üzerindedir ) belediyede, istihdam ettiğini, düşünelim ve kabaca bir hesap yapalım!

1392 belediye ve 20 kişi dediğimizde, 27.840 kişilik bir kadro açığa düşmektedir! 27.840 belediye personelinin tamamının da; başkan yardımcıları, daire başkanları şube müdürü ve memurlar olmak üzere, en düşük devlet memuru maaşı ödendiğini kabul edelim!

27.840 personel * bir aylık en düşük memur ücreti 22.000 bin TL ödenen maaş ve bir yıl olarak hesapladığımızda, karşımıza, SEKİZ MİLYAR TL gibi bir rakam çıkmaktadır! Üç yıl, beş yıl, 10 yıl olur ise ve kişi sayısını da, ikiye üçe beşe katladığımızda ki toplamı, varın siz hesap edin!

Vatandaş KEMER SIKMAYA devam! EKMEĞE EKMEĞİ KATIK yapmaya devam! Gerekirse KEMERDEN ilave bir kaç DELİK daha açmalı! Ya da hem kemeri ve hem de belini inceltmek!

Tasarruf Tedbirleri mi demiştiniz? Türkiye’de 115 bin kamu aracı ( MAKAM ARACI ) bulunmaktadır! Bunların Makam şoförü, yakıt, bakımı vs. masraflarını da, bir kenara not edelim!

Her gün son model yenilerinin alınmakata ya da kiralanmakta olduğunu da unutmayalım!

Makam Aracı sayısı; Fransa’da 65 bin ve İtalya’da ise 29 bin, civarındadır!

  • Bu ülkenin en büyük sorunu, Fildişi kulede oturan ve vatandaşın vergileriyle ballı maaş alan fakat vatandaşın ne yiyip ve ne içtiğinden bihaber bir GÜRÜH’UN bulunmasıdır!

Peki, Tarihi KAMU Binalarını KEYFİ TADİLAT yapmak – son model LÜKS İTHAL MAKAM ARAÇLARINI almak ve diğer Keyfi HARCAMALAR için BÜTÇE DENGESİ var mıdır?

Ne hikmetse, Bütçe DENGESİ, sadece Vatandaş olunca birilerinin AKLINA geliyor!

Kamu Kurumlarında ki; AMİR – MÜDÜR – GENEL MÜDÜR ve özellikle de Üniversite Rektörlerinde ki; KEYFİ HARCAMA Yetkisi, acil ve ivedi olarak iptal edilmeli!

Borçlanma, bazı giderlere ve özellikle de Kamu kurumları ve belediyelerin ARSA satışlarına Hazine doğrudan müdahil olmalı!

Vatandaş KEMER sıka sıka, ne KEMERİ ve ne de hali – mecali kalmıştır!

Mademki; BÜTÇE DENGESİNDEN Dem vuruyoruz, sadece Vatandaş değil herkes ELİNİ TAŞIN altına koymalı ve birlikte bu KEMER sıkılmalıdır!

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir