Yeni Dönemde; Ehliyet – Liyakat ve Adalet!

14 ve 28 Mayıs tarihinde ki; TBMM Millet Vekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri akabinde, yirmi bir yıllık bir iktidara, 85 milyon vatandaşımızın, ekonomik – siyasi ve sosyal istikrar adına, yeniden güven tazelemesi, bürokraside, yeni dönemde; metal ve mental yorulma, ehliyetsiz ve liyakatsiz atamalar konusunda, kamuoyunda bir iyileştirme olabileceği konusunda bir kanaat oluşmuştur!

28 Mayıs 2023 tarihinde ki; 2. tur Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve yeni açıklayacağı Bakanlar Kuruluna ve 14 Mayıs tarihinde, 28. dönem TBMM’ye seçilen tüm Millet Vekillerini Tebrik eder, Hayırlı olmasını dilerim!

Kamuoyu; 21 Yıllık iktidarın Yeni Döneminde; Bürokraside ki, tüm atamalarda; çok daha hassas davranılmasını! Bürokrasinin en üstünden en altına kadar ehliyet ve liyakat gözetilmesini! Kifayetsiz muhterislere fırsat tanınmamasını! Kerâmeti kendinden menkul isimlere makam teslim edilmemesini ve birtakım ailelerin kadrolaşmasına göz yumulmamasını, beklemektedir!

Kamuoyu; 21 Yıllık iktidarın Yeni Döneminde; Bürokraside ki, yolsuzluk iddialarının ciddiye alınmasını, iddia ve iftiralarla yıpranmış isimlerin dinlendirilmesini de, beklemektedir!

Devlet ve Toplum hayatında, olmaz ise olmaz, adalet, kavramıdır! Adalet, toplumda; güveni, sosyal barışı ve huzuru da beraberinde getirecektir! Aksi halde, sosyal adalet ve toplumsal barış temin edilemez!

Toplumsal Barışın olmadığı toplumlarda, kaos hakim olacağına göre! Doğa, boşluğu da kabul etmeyeceğine göre!

Adalet; mahkemelerde veya hukuk önünde aranmaz! Adalet, bir toplumda, sınava giren tüm kişilerin eşit şartlarda yarışması! Yine devlette görev almak isteyen bireylerin aynı kural ve yasalara tabi olması demektir!

Ehliyetsiz ve Liyakatsiz kayırmalı ya da ayrıcalıklı kadrolar ve özellikle de belediyelerdeki nama yazılı ihalelere, artık son verilmeli!

İnsanların, toplum içinde birlik ve beraberlik içinde yaşaması, barış ve huzurun sağlanması, birbirlerine olan sevgi ve saygısı, hoşgörü ve adalet ilkesi, merhamet, ifade özgürlüğü ve hürriyet telakkisi ile sağlanır!

Devlet, her vatandaşına, geçim güvencesi, sağlık, eğitim, güvenlik, ehliyet ve liyakate uygun iş ve meslek, makam ve mevki gibi temel hak ve ihtiyaçlarını sağlamakla yükümlüdür!

Toplumsal barış; toplumu bir arada tutan yapı taşlarının arasındaki manevi harçlarla sımsıkı birbirine tutulur! Bu da toplumda, ahlaki ve hukuki değerlerin yaşatılması, insani değerlerin yüceltilmesi ile sağlanır!

Toplumsal barış kültürünün varlığı, toplumsal yapıların içinde var olan farklı grupların, ihtiyaç ve beklentilerinin, tüm ilişkiler üzerinden karşılanıyor olması anlamına gelmektedir!

Toplumsal barış için sosyal adaletin inşa edilmesi gerekir! Toplumun her üyesinin aynı temel haklara ve korumaya, fırsata, yükümlülüklere ve sosyal olanaklara sahip olduğu koşullara işaret eden bir adalet türüdür!

Sosyal adalet; toplum içinde yaşayan tüm fertlerin, insan olmak sıfatıyla sahip bulundukları her türlü sosyal ve ekonomik, siyasi hak ve özgürlüklerin eşitliğini temin ve emniyetini sağlamaktır!

Adalet, mülkün temelidir! Adalet güneşi batarsa, insanlar için yeryüzünde yaşamanın anlamı kalmayacaktır!

Devlet, yalnız adalet ile sonsuzlaşır ve adaletsizlikle yıkılır! Neymiş efendim! Fakire ekmek yoksa zengine huzur yoktur! Peki, fakirin ekmeğini, zenginler, doğrudan, devlet gücü ile çalıyorsa!

Ehliyet, Liyakat ve Adalet, birbiri ile bağlantılıdır! Ehliyet, Liyakat ve Adalet; toplumsal güven, sosyal barış ve toplumsal huzuru da beraberinde getirecektir!

Devlet, adalet ile yönetilir! Devlet yönetim sistematiğinde; Ehliyet ve Liyakat, sıradan ve öylesine bir kavram değildir! Ehliyet ve Liyakat için öncelikle eğitim gerekir!

Peki, kendi adamımız şeklinde, ehliyet ve liyakat olmadan, yapılan üst düzey atamalara, yeni dönemde son verilecek midir!

İş; ehline verilecek! İş, ehline verilmediği dönemlerde ise kıyameti bekleyeceğiz! Peki, bu kıyamet, kimin ya da kimlerin kıyameti olmalı?

Hz. Ömer (ra); Bilesin ki; Ben, Nuşirevan’dan daha az ADİL değilim!

Hz. Peygamber (sav) efendimiz; Ben ADİL bir sultanın devrinde doğdum,

buyurmaktadır! Neden acaba?

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir