Sonsuz Kudret ve Hikmet Sahibi Yüce Allah; Neml suresi 69. ayetinde; Resulüm; De ki: Yeryüzünde yürüyünüz de bakınız ki, günahkârların akıbeti nasıl olmuştur!
Rum suresi 42. ayetinde; Resulüm; De ki; Yeryüzünde gezip dolaşın da bakınız ki, bundan evvelkilerin akıbeti nasıl olmuştur? Onların ekserisi müşrik kimseler idi!
Ankebut Suresi 20. ayetinde; Resulüm; De ki: Yeryüzünde gezip dolaşın ve Allah’ın ilk yaratılışı nasıl başlatıp devam ettirdiğini görün. Allah, daha sonra ikinci hayatı da işte böyle gerçekleştirecektir; Allah her şeye kadirdir, buyurmaktadır!
Dini amaçlı seyahatler, en eski ve en yaygın nedenlerden biridir. Türbeler, tapınaklar, kiliseler, dini yerler ve törenler her zaman bir çekicilik unsuru olmuştur! Günümüzde, dini ya da inanç turizmi olarak bilinen ve ziyaretçi çeken tarihi destinasyon konumları bulunmaktadır.
Bu destinasyonlardan üç önemli din ( İslamiyet, Hristiyanlık ve Musevilik ) için dini zenginlikleri bünyesinde bulunduran ülkelerden bir tanesi Türkiye’dir. Bu anlamda inanç turizmine yönelik akademik çalışmalar önem arz etmektedir.
Mezkur çerçevede, Konya şehir merkezine yakın bir konumda bulunan, Kilistra – Lystra Antik kent hakkındaki genel bilgilere ve turizm zaviyesinden durumuna kabaca bakalım!
Kilistra Antik Kenti; Konya’nın 45 kilometre güney batısında, Meram ilçesine bağlı Hatunsaray ( Lystra ) Beldesi Gökyurt Köyü içerisindedir.
Helenistik ve Roma dönemlerinde yoğun yerleşime sahne olan ve Erken Hristiyanlık Döneminde hızla büyüyen Kilistra ( MS VI.-XIII. yüzyıl ) zamanla Kapadokya benzeri bir mimarî dokuya kavuşmuştur.
Kilistra Antik Kenti; tarihî Kral Yolu ( Via Sebaste ) üzerinde yer alır. Stratejik öneme sahip olan Lystra, Roma İmparatorluğu’nun güney uçlarında İmparator Augustus tarafından askerî koloni yapılan beş merkezden biridir. Aynı dönemde Anadolu’yu gezen ( MS 49-56 ) Aziz Paulus ve Barnabas’ın yeni vaz’ettikleri dine Lystra halkının çoğunluğu katılmıştır.
Haberci Paulus’un Barnabas ile geldiği ilk gezisinde, Konya’da yaptığı ilk vaazında konuşma yaptığı sinegogun karşısındaki evin penceresinde kendisini dinleyen güzel Theakla; kutsal yola kendisini adaması, bu uğurda Romalılardan işkence görmesi, ölüme mahkûm edilmesi nedeniyle kutsanmış ve Azize makamına erişmiştir.
Azîze Theakla’nın yanı sıra Lystra’da ( Hatunsaray ) hayatını kurtaran, onu tedavi eden Musevî ailenin çocuğu Timoteos, Paulus’un en seçkin yardımcıları arasına katılmıştır. Efes Piskoposu da seçilen Timoteus; Paulus gönderdiği mektuplarda “çömezim” diye hitap ettiği ifade edilmektedir.
Kilistra; Aziz Paulus’un yaşamında önemli bir yer olması ve mimari açıdan kiliseler, şapeller, manastırlar, gözcü kuleleri, sığınaklar, antik yollar, mahalleler, seramik atölyeleri gibi değerli örnekleriyle ön plana çıkmaktadır.
Kilistra; Bölgesinde fazlaca kilise varlığı söz konusudur. O dönemden kalma mimari yapıların birçoğu kaya oyma yapılardır. Bu yapıların içerisinde kiliseler, şapeller, yaşam alanları mevcut ve tarih anlamında da oldukça önemli olarak gördüğümüz bir noktadır. İnanç turizmi anlamında önemli bir destinasyon merkezidir!
Kilistra; Konya çevresinde günümüzden yaklaşık 11 ile 3 milyon yıl arasında olmuşmuş volkanik kayaların olduğu bölgedir.
Kilistra, ana kilisenin olduğu bölgedeki kayalar volkanik özelliktedir! Patladıktan sonra kaynaklanmış olan tüfler! Bunlar kolayca oyulabildikleri, işlenebildikleri için bölge seçilmiştir. Kapadokya bölgesinde ki Peribacalarına benzetilmektedir!
Kapadokya bölgesi, özellikle de, Yer Altı şehirleri ve aynı oluşumda meydana gelen Ihlara Vadisi, yerli ve yabancı turizm ya da İnanç turizmi alanında gözde destinasyon merkezleri arasındadır! Yerli ve yabancı, binlerce ziyaretçi gelmektedir!
Peki, aynı oluşuma benzer bir konumda bulunan Kilistra ya da Lystra, şehrin ileri gelenleri tarafından nenden yok sayılmakta ya da görmezden gelinmektedir?
Bölge neredeyse harabe bir konumdadır! Tarih, Yerel halkın umurunda değildir! Bölge koruma altına alınmalı! Bölgeye girişler, Kapadokya bölgesinde ki destinasyon merkezlerinde olduğu gibi ücretli olabilir! Tanıtım bilgileri asılabilir!
Yani bölge ve tarih, tamamen HARABE bir duruma gelmeden veya YOK olmadan, Şehrin ileri gelen; ETKİLİ ve YETKİLİLERDEN ya da PROTOKOLÜ tarafından, turizme kazandırabilmek ve İBRET alabilmek adına, İLGİ ve ALAKA beklemektedir!