Yunus; Bir kez gönül yıktın ise, Bu kıldığın namaz değil! Yetmiş iki millet dahi, Elin yüzün yumaz değil, buyurmaktadır!
Hz. Mevlana; Kalpte kemik yok fakat en çok kırılan yer orası! Ya kırdığın gönlü, Allah seviyorsa, Bilemezsin! Bilseydin, Ödün kopardı ve Dokunamazdın, buyurmaktadır!
Neymiş Efendim! Söz ağızdan çıkana kadar o senin esirin, ağızdan çıktıktan sonra sen onun esirisindir!
İletişim kurmuyorum diyen bir kurumsal yapı, dedikodudan başını kaldıramaz! Doğa boşluğu kabul etmeyeceğine göre! Kurumsal yapı, böyle bir durumda, Şuyuu Vukuundan beter işler işe uğraşmak zorunda kalır!
İletişim kurmuyorum demek, arabaya binmiyorum ve trafiğe çıkmıyorum, demekten bir farkı var mıdır?! Trafiğe çıkarsınız ve kaza da olabilir!
İletişim kuracaksınız ve iletişim krizleri de olacaktır! Hayat böyle bir şey! Mesele ÇÖZÜM için göstermiş olduğunuz çaba – gayret ve niyetinizdir! Veya yok saymak ve görmezden gelmek!
Trafik kazası olduğunda, yaralılar ve ölenler olduğunda yok mu sayıyorsunuz?! İletişim krizleri de olacak ve çıkacaksınız; açık – şeffaf bir şekilde konuşacaksınız! Bu kadar basit!
Ailemiz, dostlarımız ve iş âleminde, iletişim halinde olurken, farkında olmadan iletişim kazalarına sebebiyet veririz. Bu kazaların belki görünürde yaralanan veya öleni yoktur fakat bir kıranı ve bir de kırılanı, her zaman için mevcuttur.
Ağzımızdan çıkan ve çıkacak her kelimeyi planlı ve düşünerek seçmemiz gerekir. Topumda, ailemizde ve çevremizde, gönül kırgınlıkları ve küslüklerin tek sebebi iletişim de yapılan hatalardır.
İletişim; Duygu, düşünce ve görüşlerin sözlü olarak karşılıklı alışverişidir. Başka bir tanıma göre; bizim başkalarını başkalarının da bizi anlaması süreci olarak tanımlanmaktadır.
İletişim; iki birim arasında bir biriyle ilişkili mesaj alışverişi, şeklinde açıklanmıştır.
İnsanın olduğu her yerde İletişim mutlaka olacaktır! İletişimi, bizim medeniyetimiz ve kültürümüz, insan insanın zehrini alır, şeklinde ifade etmektedir!
İnsan denilen varlıkta nasıl bir Zehir varsa! İletişim bu zehiri nasıl gideriyorsa! Kişide ki zehir iletişim kanalları ile giderilemediği durumlarda doğal olarak İletişim kazaları meydana gelecektir! Doğal olarak trafik kazalarında olduğu gibi ölü ve yaralılar da olacaktır!
Peki, tedavi ya da düzeltme şekli nasıl olmalı?! Ya da iletişim kazaları veya iletişim krizlerini tedavi etmeyi düşünen ya da planlayan bir kişi veya kurum var mıdır?! Hiç sanmıyorum! Bizim gibi toplumlarda herkes kendini HAKLI görmektedir!
Birbiriyle ilişkilerde zaman zaman karşı taraf gönderilen mesajı algılayamazsa veya kendi algıladığı gibi mesaj gönderirse o zaman İLETİŞİM KAZASININ sinyalleri de çalmaya başlar.
İletişim uzmanları; İletişim kazalarının trafik kazalarından farkı olmadığını, trafik kazalarında olduğu gibi ölü ve yaralılar olmaktadır!
İletişim kazaları, kontrolsüz ve plansız iletişim kurmaktan meydana gelir. İletişim süreci planlı olmak zorundadır. Kişi aklına geleni geldiği şekilde ifade edemez!
Özellikle iletişim kazasını engellemenin en tipik yolu ağızdan çıkanı kulağın duymasıdır. Yani önce beyin harekete geçmeli, sonra ağız harekete geçmelidir. Aile içi sorunların % 99’u iletişim kazasından kaynaklanmaktadır.
İletişim kazası, sorunu çözme şansını engellemektedir. İşyerlerinde, okulda, sokakta, toplantılarda vb. birçok yerde, iletişim Kazalarıyla karşılaşmaktayız.
İletişim Kazaları engellemek için seçilmiş davranış sergilemek gerekir, herhangi bir şey söylemeden önce, yerini, zamanını, ne söyleyeceğini ve nasıl söyleyeceğimizi seçmek gerekir. İletişimde, ne söylediğimizden çok nasıl söylediğimiz önemlidir.
İletişim Kazalarını Önlemek için bulunduğumuz ÇEVRE – KURUM ve TOPLUMUN, Kültür ve Tarihi KODLARINI çok iyi bilmek ve ona göre SÖZ söylemek gerekir!
Hayal de olsa; Kazasız – İletişim Kazalarının olmadığı, gönüllerin kırılmadığı ve küskünlüklerin olmadığı bir dünya dileklerimle!