Mario Draghi; Avrupa için Bir Rekabet Stratejisi, Raporu!.

Dünya, ikinci Dünya Savaşı akabinde olduğu gibi yeni bir düzen, yeni bir sistem ve SOĞUK SAVAŞ benzeri yeni bir denge arayışında olduğunu sürekli olarak yazılarımızda vurgulamaya çalışıyoruz!

Peki, Yeni Dünya Düzeni – Sistemi ya da Dengesi nasıl ve ne şekilde kurulacaktır? Tek Kutuplu mu? İki Kutuplu mu? Yoksa Çok kutuplu mu? Hangisi?

Sovyetler Birliğinin dağılması ve iki Almanya’nın birleşmesi akabinde tek kutuplu bir ara döneme şahit olduk!

Ukrayna ve Rusya arasında çıkartılan savaş, Hamas ve İsrail arasında ki asimetrik savaş, kurulmaya çalışılan yeni bir düzen, yeni bir sistem ve yeni bir küresel denge arayışlarının göstergeleri olarak karşımıza çıkmaktadır!

Yeni bir Düzen – Sistem ve Denge de hangi güçler var olacak? Ya da hangi güçler ligten düşecektir?
Doğal olarak birinci Dünya savaşının galipleri ve emperyalist ülkeleri, yeni bir düzen – sistem ve denge arayışında kendilerine yer bulamamaktadır!

Avrupa Birliği ve birliğin itici güçleri Almanya ve Fransa, dünyadaki küresel ve emperyalist iddialarından vazgeçinceye kadar; hem ekonomik, hem enerji ve hem de Hamas – İsrail ve Ukrayna – Rusya benzeri savaşlar artarak devam edecektir!

Avrupa’nın üreten ekonomik gücü Almanya, ikinci Dünya savaşı akabinde olduğu gibi tamamen kontrol altına alınacaktır!

Avrupa, hem enerji ve hem de güvenlik alanlarında tamamen kontrol altına alınacaktır!

Avrupa için küresel çerçevede, game-over zili çalıyor desek yanlış olmaz!

Avrupa Birliği ve Avrupa Komisyonu; yeni bir düzen – sistem ve denge arayışındaki süreçte, ligten düşmemek ya da var olduğunu yeniden sergileyebilmek adına, arayış ve raporlar hazırlamaktadır!

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 2023 yılında, İtalya eski Başbakanı ve Avrupa Merkez Bankası (AMB) eski Başkanı Mario Draghi; Birliğin rekabet gücünün geleceğine ilişkin bir rapor hazırlayıp, başta ekonomik zorluklar olmak üzere çözüm önerileri sunması için görevlendirmiştir!

Ursula von der Leyen, küresel çatışmaların arttığı bir dönemde AB’nin yeşillenmekte olan ekonomisini nasıl rekabetçi, Çin ve ABD’ye karşı canlı tutabileceğine dair bilgi de istemiştir!

  • İtalya eski Başbakanı ve Avrupa Merkez Bankası (AMB) eski Başkanı Mario Draghi Raporu; “Avrupa’nın Gelecek Rekabet Gücü: Avrupa için Bir Rekabet Stratejisi” Avrupa’nın ekonomik rekabet gücünün azalmasına dair bir analiz sunmakta ve toparlanma için kilit stratejileri ortaya koymaktadır!.

1 -) Yavaşlayan Büyüme: 2000 yılından bu yana, Avrupa’nın büyümesi özellikle verimlilik açısından ABD’nin gerisinde kalmış ve bu durum hane halkı gelirleri ve yaşam standartları üzerinde önemli bir etki yaratmıştır. Verimlilik açığı, Avrupa’nın dijital devrimden yararlanamamasıyla ilişkilidir.

2 -) İnovasyon Açığı: Avrupa, ABD ve Çin ile olan inovasyon açığını, özellikle ileri teknolojilerde, kapatmaya odaklanmalı. Avrupa’daki dinamik, teknoloji odaklı sanayilerin eksikliği uzun vadeli verimlilik artışını engellemektedir.

3 -) Karbon Salınımını Azaltma ve Rekabet Gücü: Avrupa, iklim hedefleriyle sanayi rekabet gücünü dengeleme zorluğuyla karşı karşıyadır. Yüksek enerji maliyetleri ve özellikle Çin’den gelen yabancı kaynaklara bağımlılık bu dengeyi daha karmaşık hale getirmektedir. Raporda, doğru koordinasyon ile karbon azaltmanın büyüme için bir fırsat olabileceği belirtilmektedir.

4 -) Güvenlik ve Bağımlılıklar: Avrupa, özellikle Çin ve ABD’den gelen kritik hammaddeler ve teknolojiye olan dışa bağımlılığını azaltmalı. Bu, daha güçlü ve koordine edilmiş bir AB sanayi politikası ve dış ekonomik politika gerektirir.

5 -) Büyüme Engelleri: Rapor, bölünmüş düzenlemeler, Tek Pazar’ın yeterince kullanılmaması ve kamu harcamalarının verimsiz kullanımı gibi temel engelleri belirlemektedir. Üye Devletler arasında daha iyi bir koordinasyonun sağlanması çağrısı yapılmaktadır.

6 -) Yatırım ve Yönetişim: Avrupa, dijital ve yeşil teknolojiler, savunma ve altyapı gibi alanlarda büyümeyi geri getirebilmek için önemli ölçüde daha fazla yatırıma ihtiyaç duymaktadır. Rapor, sermaye piyasalarının entegrasyonunun ve yönetişim reformlarının daha etkin politika koordinasyonu ve azalan düzenleyici yükler için önemini vurgulamaktadır.

  • İtalya eski Başbakanı ve Avrupa Merkez Bankası (AMB) eski Başkanı Mario Draghi raporu, Avrupa’nın rekabet stratejisinin üç temel alana odaklanması gerektiğini belirtmektedir!

1 -) İnovasyon Açığını Kapatmak; İleri teknolojilere yeniden odaklanmak: Avrupa, özellikle yapay zeka, kuantum hesaplama ve dijitalleşme gibi yeni teknolojilerde inovasyon kapasitesini önemli ölçüde artırmalıdır. AB, ABD ve Çin’in gerisinde kalmış olup, araştırmaların ticari uygulamalara dönüşmesini sağlayacak inovasyon ekosistemlerini desteklemek acil bir gerekliliktir.

Startupların büyümesini desteklemek: Avrupa, startuplar için daha dinamik bir ortam yaratmalı, düzenleyici engelleri azaltmalı, girişim sermayesine erişimi artırmalı ve yenilikçi şirketlerin AB içinde büyümesini sağlamalıdır.

Yetenek geliştirmeyi artırmak: Avrupa, rekabetçiliğini koruyabilmek için iş gücünü gelecekteki teknolojilere hazırlamalıdır. Yaşam boyu öğrenme ve yeniden eğitim programları, teknolojik ilerlemelerle birlikte sosyal kapsayıcılığı sağlamak için hayati önem taşımaktadır.

2 -) Karbon Salınımının Azaltımı ve Rekabet Gücü İçin Ortak Plan; Karbon salınımını azaltmayı sanayi büyümesi ile uyumlu hale getirmek: Strateji, temiz teknolojilerin geliştirilmesi ve Avrupa şirketlerinin karşı karşıya olduğu yüksek enerji maliyetlerinin azaltılması ile karbon azaltımını bir büyüme kaynağı haline getirmeye odaklanmalıdır. Özellikle enerji yoğun sanayilerin rekabet gücünü kaybetmeden karbon azaltma hedeflerine ulaşmalarını sağlamak için koordine edilmiş bir plana ihtiyaç vardır.

Enerji geçişi ve inovasyon: AB, yenilenebilir enerji kaynaklarını büyütmeye ve enerji verimliliğini artırmaya, aynı zamanda temiz teknolojiler için kritik malzemelerin tedarik zincirini güvence altına almaya odaklanmalıdır.

Stratejik ortaklıklar: Avrupa, temiz teknoloji alanında rekabetçi kalabilmek için, Çin ile hızla artan rekabete karşı dayanıklılık geliştirmeli ve ortaklıklar kurmalıdır.

3 -) Güvenliği Artırmak ve Bağımlılıkları Azaltmak; Kritik ithalatlara bağımlılığı azaltmak: Avrupa, özellikle Çin ve diğer jeopolitik rakiplerinden gelen kritik hammaddeler, dijital teknolojiler ve enerji gibi dış kaynaklara olan bağımlılığını azaltmalıdır. AB, bu alanlarda kendi sanayi kapasitesini güçlendirmeli ve tedarik zincirlerini güvence altına alarak stratejik stoklar oluşturmalıdır.

Savunma ve güvenlik sanayilerini güçlendirmek: Artan jeopolitik risklerle birlikte AB, savunma sanayilerine yatırım yapmalı ve Avrupa’nın küresel güvenlik meselelerinde bağımsız hareket edebilme yeteneğini sağlamalıdır. Bu, ulusal savunma çabalarının koordine edilmesini ve üye ülkeler arasında sanayi standardizasyonunun artırılmasını gerektirir.

  • İtalya eski Başbakanı ve Avrupa Merkez Bankası (AMB) eski Başkanı Mario Draghi raporunda yer alan, Avrupa’nın rekabet stratejisine ilişkin derinlemesine analiz ve öneriler, bölgenin ekonomik zorluklarını ele almak için ayrıntılı bir çerçeve sunmaktadır.

1 -) İnovasyon Açığını Kapatmak; Avrupa’nın verimlilikte geri kalması, özellikle ABD ve Çin’e kıyasla dijital devrimden yararlanamamasından kaynaklanmaktadır. Avrupa, son 50 yılda 100 milyar €’dan fazla piyasa değerine sahip bir teknoloji devi yaratamamıştır. Buna karşın ABD bu dönemde birçok trilyon dolarlık şirket yaratmıştır. Avrupa’daki startupların önemli bir kısmı, daha iyi fonlama ve daha az düzenleyici engeller nedeniyle ABD’ye taşınmaktadır.

2 -) Karbon salınımının azaltımı ve Rekabet Gücü; Avrupa’nın yüksek enerji maliyetleri, ithal fosil yakıtlara bağımlılık tarafından şiddetlenmekte ve rekabetçiliğini baltalamaktadır. Temiz enerji geçişi bir zorunluluk ve büyüme fırsatıdır, ancak bu geçiş, sanayiler ve hükümetler arasında koordinasyonu gerektirir. Avrupa temiz teknolojilerde liderdir, ancak elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji sistemleri gibi alanlarda Çinli rakipler tarafından geride bırakılma riski taşımaktadır.

3 -) Güvenliği Artırmak ve Bağımlılıkları Azaltmak; Avrupa, özellikle Çin ve diğer AB dışı ülkelerden gelen kritik hammaddeler ve teknolojilere oldukça bağımlıdır. Yükselen jeopolitik istikrarsızlık ve küresel ticaret dinamiklerindeki değişimler, Avrupa’nın tedarik zincirleri ve güvenlik açısından kırılganlığını artırmaktadır. Avrupa’nın savunma sanayisi, tedarik süreçlerinde birçok verimsizlik ve üye ülkeler arasında standardizasyon eksikliği ile bölünmüş durumdadır.

4 -) Büyüme Engellerini Kaldırmak; Avrupa’nın parçalanmış düzenleyici ortamı ve tutarsız ulusal politikalar inovasyonu ve büyümeyi engellemektedir. Tek Pazar, özellikle hizmetler ve dijital pazarlar gibi alanlarda tamamlanmamıştır, bu da büyüme potansiyelini ve sınır ötesi ticareti sınırlamaktadır.

Avrupa, kamu harcama gücünden tam anlamıyla yararlanmamaktadır, fonlar genellikle ulusal ve AB düzeyinde yeterli koordinasyon olmadan dağılmaktadır.

5 -) Yatırımları Finanse Etmek; Avrupa’nın dijitalleşme, karbon azaltma ve savunma hedeflerine ulaşması, İkinci Dünya Savaşı sonrası Marshall Planı’ndan bu yana görülmemiş büyük yatırımlar gerektirecektir. Özel sektör, gerekli yatırımları kamu sektörü desteği olmadan tek başına finanse edemeyecektir ve Avrupa’nın parçalanmış sermaye piyasaları yatırım akışlarını engellemektedir.

6 -) Yönetişim ve Koordinasyonu Güçlendirmek; Avrupa’nın karmaşık yönetişim yapıları ve yavaş politika oluşturma süreçleri, küresel zorluklara hızlı bir şekilde yanıt verme yeteneğini engellemektedir. AB, sanayi, ticaret ve savunma politikaları gibi alanlarda ulusal ve AB düzeyindeki çabalar arasında etkili koordinasyon mekanizmalarından yoksundur.

7 -) Sosyal Kapsayıcılığı Koruma; Avrupa’nın sosyal kapsayıcılığa bağlılığı bir güç olmuştur, ancak teknolojik bozulmalar ve azalan iş gücü gibi demografik değişimlerle zayıflayabilir. Yapay zeka ve otomasyon gibi hızlı teknolojik değişimler, düzgün yönetilmezse eşitsizliği artırabilir.

İtalya eski Başbakanı ve Avrupa Merkez Bankası (AMB) eski Başkanı Mario Draghi raporunda; Avrupa’nın inovasyon kapasitesini köklü bir şekilde reforme etme, enerji ve savunmada stratejik özerkliğini güçlendirme ve değişen küresel ortamda rekabet edebilmek için yönetişimi iyileştirme gereğini vurgulamaktadır!

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir