Son günlerde ülkemizde meydana gelen üzücü ve elem veren olaylar, bu olaylarda hayatını kaybeden insanlar; DENETİM GÖREVİNİ yapması gereken Devletin KURUMLARI ve bu kurumlarda milletin vergileri ile maaş alan EKLİYETSİZ – LİYAKATSİZ ve KİFAYETSİZ MUHTERİS TİPLERİN KAMU KURUMLARINDA İSTİHDAM edilmesinin acı ve bedeli ağır SONUÇLARINA ŞAHİT olmaktayız.
Ehliyet, Liyakat, Adalet, Hakkaniyet ve Nizam, devletin temelidir. Bunlar olmadan devlet, varlığını belki bir dönem fakat ilelebet devam ettiremez.
Adaletin olmadığı toplumda, sosyal kaos – kargaşa ve karmaşa hakim olur.
Toplumsal refah – barış ve huzurun temini için kamu kurumlarına personel alımı; adalet, ehliyet ve liyakat ilkesi ve özellikle kamuda, toplum adına iş yapanların bu konularda daha dikkatli olması gerekir.
Ehliyet ve Liyakat, iş yapmaya uygunluk ve yararlılık durumudur. İş başına getirilen yönetici ve çalışanlar, işi ile ilgili bilgi ve kabiliyete sahip olması gerekir.
Emanet; Ehliyet – Liyakat ve Adalet! Emanet ehline verildiği ve adalete riayet edildiği müddetçe, toplumsal huzur ve barış sağlanmış olur.
Emanet ehline verilmediği dönemlerde, hem Emanete İhanet edilmiş olur ve hem de Haksızlık ve huzursuzluk, servet ve neslin helâk olmasının baş sebepleri arasında yer almıştır.
Adalet, eşitlik ve dengeyi sağlamak demektir. Tabii ki akabinde, toplumsal refah – huzur ve barış.
Yeryüzü ve Gökler, Adalet sayesinde ayakta durur. Adalet, bütün erdemlerin başıdır.
Adalet ve Nizam, Devletin temelidir. Adalet olmadan, Devlet varlığını devam ettiremez.
Kurumlar ancak Kurallar sayesinde ayakta kalır. Kuralların uygulanmadığı kurumlarda, Kaos – Karmaşa ve Kargaşa vardır; Adaletten bahsedilemez. Adaletin olmadığı durumda, toplumsal refah – barış ve huzur olmaz.
Devlet, yalnız adalet ile sonsuzlaşır ve adaletsizlikle yıkılır.
Adalet, mülkün temelidir. Adalet güneşi batarsa, insanlar için yeryüzünde yaşamanın anlamı kalmayacaktır.
Emaneti; Ehliyet ve Liyakat sahiplerine vermek, Adalet ve Hakkaniyet demektir.
Emaneti; Ehliyetsiz – Liyakatsiz ve Kifayetsiz muhterislere teslim etmek; ZULÜMDÜR – VEBALDİR.
Zulmün olduğu yerde, mazlumun ahı ve vebal var demektir. Zulüm ile ABAD olunamayacağına göre.
Zulüm; hakkı hak sahibine vermemek, Sünnetullah ve Gayretullah’a dokunur! Bu hal, belaya – felakete ve helake, sebebiyet verir.
Hz. Mevlana; Adalet, bir şeyi yerli yerine koymaktır! Adalet, ağaçlara su vermektir. Adalet, bir nimeti yerine koymaktır. Yani hakkı hak sahibine vermektir! Adaletsizlik ve Zulüm, dikene su vermektir. Adaletsizlik ve Zulüm, Bir şeyi layık olmayana vermek ve bir şeyi konmaması gereken yere koymaktır. Adaletsizlik ve Zulüm, hakkı hak sahibine vermemektir. Bu hal; sadece belaya – felakete ve helake, sebebiyet verir, buyurmaktadır.
Hz. Mevlana; toplumda sosyal barışın, adaletin, huzurun sağlanması ancak ehliyet ve liyakate önem verilmesi, ehliyet ve liyakat sahibi insanların iş başına getirilmesiyle mümkün olabilecektir. Ehliyet ve liyakate bakılmaksızın işlerin yürütülmeye çalışılması halinde ise toplumsal düzenin işleyişinde aksaklıklar ortaya çıkacak ve sosyal düzen bozulacak, kaosa ve karmaşaya zemin hazırlayacaktır, buyurmaktadır.
Hadis-i şeriflerde; İşinin ehli olmayana, İş ve görev tevdi edildiği, verildiği zaman, kıyameti bekleyiniz. Emanet zayi edildiğinde kıyametin kopmasını bekleyin, buyrulur.
Ya Resul Allah! Emanetin zayi edilmesi nasıl olur, denince; verildiği zaman kıyameti bekleyin, buyurmuştur.
Emanete riayet edilmez ve Görev Ehlinden başkasına verilirse, ilim; dine hizmet için değil de, para ve makam için öğrenilirse. Fasık ve ehil olmayanlar işbaşına getirilirse. Kötülüğünden korkup zalime hürmet edilirse, o zaman çeşitli bela ya da helake maruz kalınır.