11 – 13 Mart 2022 tarihlerinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın himayelerinde ve Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ev sahipliğinde, Antalya Diplomasi Forumu; liderler, siyasetçiler, akademisyenler, düşünürler, kanaat önderleri, diplomatlar ve iş insanları; küresel ve bölgesel meseleleri vizyoner bakış açısıyla ele almış ve sorunlara çözüm önerileri getiren bir diyalog platformu gerçekleştirilmiştir! Dünya insanlığının adaleti, barışı ve huzuru adına bir araya gelen tüm katılımcıları ve emeği geçenleri tebrik ederim!
Antalya Diplomasi Forumu; sürdürülebilir barış ve kalkınma hizmetinde, diplomatik çözümlere yönelik zorluklar, fırsatlar ve yenilikçi yaklaşımların değerlendirilmesini sağlamak üzere; siyaset, diplomasi, bilim, gazetecilik, sivil toplum, iş dünyası ve diğer mecralardan liderlerin becerilerini bir araya toplamaktadır!
Antalya Diplomasi Forumu; değişim sürecinde diplomasinin yeniden kurgulanmasının kilit unsurlarına ilişkin etkileşimli ve çok paydaşlı bir tartışma platformu olarak hizmet etmeye devam edecektir!
1970 yılında başlayan ve her yıl, İsviçre’nin kayak merkezlerinden birisi olan Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu; dünya liderleri, uluslararası şirketlerin yöneticileri, akademisyenler ve yardım kuruluşlarının temsilcilerini bir araya getiriyor! İklim krizinden ve gelir adaletsizliğine kadar dünyanın küresel sorunlarına çözümler arıyor!
Türk Devletinin tarihi birikimi ve jeopolitik konumu, ihya ve inşa medeniyet kodları ve kültürü; tüm dünya insanlığının adaleti, barışı ve huzuru, küresel sorunların diplomasi ile çözümü adına, Davos Dünya Ekonomik Forumu değil, Türk Devlet Aklı ve Ankara vizyonu – kriterleri çerçevesindeki, Antalya Diplomasi Forumunun tek adres olacağına şahit olmaktayız!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Antalya Diplomasi Forumunda; Dünyamız 21. yüzyılın ilk çeyreğine geride bırakmaya hazırlanırken, insanlığın barışa özlemi o derece artıyor! Onca ilerlemeye rağmen, insanlık olarak temel meselelerimizi henüz çözüme ulaştıramadığımızı görüyoruz! Terörizm, sıcak çatışma, iç savaşlar, iklim değişikliği küresel gündemin ilk sırasında yer alıyor! Ekonomiler büyürken, birilerinin cüzdanı şişerken; maalesef yanı başımızda çocuklar açlıktan ölüyor! Açlık virüsü, korona virüsten daha çok kişinin ölmesine sebep oluyor! Hep birlikte, savaşın değil barışın dünyasını kurmalıyız! Ateşe benzin dökmenin kimseye faydası olmaz! Daha adil bir dünyayı tesis etmek için, Dünya 5’ten büyüktür,diyerek sistemin reform edilmesi gerektiğini söylüyoruz! Diplomasinin amacı barışı ve istikrarı tahkim etmek, sorunlar filizlenmeden çözüm bulmaktır! Savaşların değil, barışın egemen olduğu bir dünyada görüşmek üzere, ifade ve vurgularının, insan haklarından dem vuran; Orta Doğu, Afrika, Asya ve Avrupa’nın göbeğinde Bosna’da Müslümanlar ölürken hiç oralı olmayan fakat Ukrayna’da dindaşları öldürülürken mahalle yanıyor, neredesiniz diye herkesi olayın içine çekmeye çalışan, yalancı çoban hikâyesindeki Avrupalı liderlere karşı yapmış olduğu; Dünya’daki Adalet, Barış ve Huzur temalı konuşmalarının manidar olduğunu düşünüyorum!
Antalya Diplomasi Forumunda katılımcılar; Diplomasiyi Yeniden Kurgulamak, başlığı altında, uluslararası ilişkiler bağlamında; bölgesel ve uluslararası gelişmeler, şu oturumlarda ele alınmıştır! Çalkantılı bir çağda liderlik ve diplomasi! Barış ve refaha uzanan bölgesel ve küresel yollar! Orta Doğu’da ortak bir zemin arayışı! Enerji güvenliğinde karmaşa! Asya-Pasifik’te iş birliği ve rekabet! Balkanlar’da uzlaşmacı diyalog! Yapay zekâ, meta-verse ve diğer her şey! Afganistan: Yeni gerçekliklerle nasıl başa çıkılır? İklim değişikliği ve enerjide dönüşüm! Gıda güvenliği ve tarımın dönüşümü! Etkin küresel yönetişim! Kapsayıcı ve sürdürülebilir büyüme için yeşil ekonomi! Deniz yetki alanı anlaşmazlıklarının barışçıl çözümleri! Düzensiz göçü ele almak: Bütüncül bir yaklaşım! Irkçılık ve ayrımcılıkla mücadele! Terörizmle mücadelede: Eksik olan nedir? Çok taraflılığı canlandırmak: BM ve ötesi! Güney Kafkaslar için köprü!
Diplomasi, uluslararası ilişkilerde, iletişim için kullanılan temel yöntemdir! Girişimci ve etkin diplomasi, insanlığın kargaşa zamanlarında karşılaştığı çok sayıdaki sorunu ele almak için kritik öneme sahiptir! Bugün, dünya böyle bir dönemle karşı karşıyadır ve hiçbir ulusun tek başına mücadele edebilecek kaynak ve kapasiteye sahip olmadığı aşikârdır!
Günümüzde, gerilimleri çözmek ve değişimi yönetmek, uyumu kolaylaştırmak ve işbirliğini teşvik etmek için insanlık, güçlü bir diplomasiye ihtiyaç duymaktadır! Küresel sorunları; yeniden değerlendirmeye, yeniden doğrulamaya ve yeniden yapılandırmaya yönelik, ortak çabalara ve dünya sistematiği adına yeni bir kurgulamaya ihtiyaç duyulmaktadır!
İletişim, müzakere ve temsilin sistemleşmiş ve kurumsallaşmış bir yolu olarak diplomasi; devletlere, farklı bakış açılarına sahip taraflar arasında işbirliği içinde ortak çözümler geliştirme olanağı sağlar! Diplomasi, hiçbir zaman durağan olmamıştır! Diplomasinin olmadığı ya ada diplomasi masasının kurulamadığı dönemlerde; insanlık adına kan ve gözyaşı, yıkım ve ölüm var demektir!
Diplomasi, insanlığın farklılıklarını gidermek, çatışmalarını çözmek ve sorunlara bir miktar düzen getirmek için etkili devlet yönetimi ve çözüm arayışı sonsuza kadar devam edecektir! Aksi halde yıkım var demektir! Nükleer bir dönemde, yıkımın boyutunu tahmin ve tahayyül dahi edemiyoruz!
Günümüzde, mevcut mekanizmaların etkisiz hale geldiği algısının dünya çapında yaygınlaşması nedeniyle diplomasiye olan talep yeniden baskın hale gelmiştir! Rusya ve Ukrayna arasındaki gerginlikte olduğu gibi! Suriye, Libya, Irak ve Afganistan’da diplomasi masası kurulamadığı için milyonlarda insan ölmüş, şehirler tarumar edilmiş ve bir o kadar insan evlerinden ve vatanlarından olmuştur! Dünya liderleri, silaha sarılmadan önce diplomasiyi bir kez daha düşünmeleri gerekir!
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli; Rusya – Ukrayna arasındaki gerginliğin bir savaş durumunu alması ve başkaca küresel sorunların çözümü ve Türkiye’nin duruşuna yönelik; Çift Başlı Selçuklu Kartal’ından ilhamını alan bir vizyon ve kavrayış marifetiyle, hem doğuya ve hem de batıya elimizi uzatır, her iki yöne başımızı ve bakışımızı çeviririz, ifade ve vurgularının, Kadim Türk Devlet Aklı ve Ankara kriterleri çerçevesinde ki Türk Devleti; tarihsel birikimi ve jeopolitik konumu, tarihi ve kültürel, gönül ve coğrafya aklı ile dünya insanlığının adaleti, barışı ve huzuru adına, dün olduğu gibi bugün de tek adres olduğu görülmektedir!