Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek; Geçtiğimiz günlerde, Kamu kurumlarına ‘tasarruf’ genelgesi göndermiş! Genelgede; taşıt edinimi ve kiralanması, bina yapımı, bakımı ve onarımı işleri, temsil, tören, ağırlama ve tanıtım giderleri gibi alanlarda ‘kısıtlama’ vurgusu yapılmış!
Eskilerin ifadesi ile! Atı alan Üsküdar’ı geçmiş! Ya da Bor’un pazarı geçmiş..! Fakat yine de GEÇ de olsa iyi bir gelişme olduğunu not edelim!
Mezkur çerçevede, bir gazeteci olarak, KAMU ve KAMUOYU adına, bir kaç sorumuz olacak!
Kamu Kurumlarında, TASAARUF Tedbirleri ya da HARCAMA Kısıtlaması çerçevesinde; Kamu kurumlarında, hiçbir iş yapmayan, işe dahi gelmeyen, bankamatik memurlarını İLAN ya da İFŞA etsek ve MAAŞ ödemesini durdursak, ya da İŞTEN ÇIKARSAK, nasıl olur?!
Özellikle Belediyelerde ki YEDEK personel durumuna neler demeli?! Norm kadro bir belediyede BİN personel ise BİN personel de YEDEK alındığı!
Tasarruf Tedbirleri ve Harcama Kısıtlaması kapsamında; DEVLET Üniversitelerinde, gençler, ülkesi için yetişsin faydalı olsun derken, DERSE dahi girmeyen ya da okula – fakülteye dahi gelmeyen ve ARKASI KALIN Torpil ile üniversitede öğretim görevlisi veya öğretim üyesi DOÇ. ya da PROF. olmuş, tüm AKADEMİSYENLERE MAAŞ ödemesini, durdurabilir miyiz?!
Devlet Üniversitelerinde, Doç. ve Prof. düzeyinde; Bölüm Başkanı ve Fakülte Yönetimine, derslere girmesek ve odamızda otursak, şeklinde teklifte bulunan AKADEMİSYENLER olduğunu da, hatırlatmak isterim!
Peki, Fakülte – Üniversite ve YÖK yönetimi, mezkur akademisyenlere; Neden, UYARI dahi vermez veya SORUŞTURMA açmaz ya da görevden alamaz!
YÖK verilerine göre; 2022 – 2023 eğitim – öğretim döneminde, 184 bin 566 AKADEMİSYEN olduğu ifade edilmektedir!
Tasarruf Tedbirleri mi demiştiniz?! Mart Ayı rakamlarına göre; Türkiye’de 115 bin kamu aracı ( MAKAM ARACI ) bulunmaktadır! Bunların Makam şoförü, yakıt, bakımı vs. masraflarını da, bir kenara not edelim!
Bu rakam yani Makam Aracı sayısı; Fransa’da 65 bin ve İtalya’da ise 29 bin, civarındadır!
Bu ülkenin en büyük sorunu, Fildişi kulede oturan ve vatandaşın vergileriyle de Ballı maaş alan fakat vatandaşın ne yiyip ve ne içtiğinden bihaber bir GÜRÜH’UN bulunmasıdır!
Peki, halen Kullanılmakta olan Tarihi KAMU Binalarını KEYFİ olarak TADİLAT yapmak – son model LÜKS İTHAL MAKAM ARAÇLARINI almak ve diğer Keyfi HARCAMALAR için BÜTÇE DENGESİ ve YETKİSİ var mıdır!
Ne hikmetse, Bütçe DENGESİ ve ETKİSİ, sadece Vatandaş olunca birilerinin AKLINA geliyor! NEDEN Acaba?!
Kamu Kurumlarında ki; AMİR – MÜDÜR – BÖLGE MÜDÜRÜ – GENEL MÜDÜR ve özellikle de Üniversite Rektörlerinde ki; KEYFİ HARCAMA Yetkisini bir kaç yıllığına iptal edilsin!
Vatandaş KEMER sıka sıka ne KEMERİ ve ne de hali – mecali kalmıştır!
Mademki; BÜTÇE Yetkisi ve DENGESİNDEN Dem vuruyoruz, sadece Vatandaş değil herkes ELİNİ TAŞIN altına koymalı ve birlikte bu KEMER sıkılmalıdır!
Neymiş Efendim! Vatandaşa gelince, HARCA HARCA bitmez!
Ahmedim. Son cümle Değerli. Harcamadan bitiyor. Zaten cebe girmiyor bütçeler hep açık veriyor. Evi kira olanlara Çok üzülüyorum.
İsmail abi,
Öncelikle çok teşekkür ederim. Eskilerin ifadesi ile ülke olarak deniz bitti durumundayız, sanki!
Değerli Ahmet bey kardeşim,
Eline, diline, kalemine, yüreğine sağlık. Dertlerimize tercüman oluyorsunuz, teşekkür ederiz.
İlaveten;
Tayyip Erdoğan ın son 5 yılı, madem ki bir daha seçime giremeyeceksin, tribünlere oynamana gerek yok. Oy kaygısı gütmeden, memleket için hayırlı ne varsa yap, getir ki millet te seni minnetle ansın.
Kamuya 5 yıl süreyle, bina yapımını, mefruşatını, boya, badana, tamiratını, personel alımı yasakla. 5 sene süreyle maaşlara hiçbir şekilde artış yapma. Çalışan çalışsın, beğenmeyen defolsun gitsin. Kamudaki hertürlü harcamayı (elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, telefon, kırtasiye vb.) da o kurumda çalışanlara ödet ki bak nasıl israf önleniyormuş.
Devlet şiştikçe şişiyor. Habire bina yapıyor, yaptıkça personel alıyor. Aldığı personel sığmayınca tekrar bina yapıyor. Tekrar personel alıyor. Bir Allahın kulu da DUR deniyor.
Bir üniversite rektörümüz, millet fakruzaruret içerisindeyken, hiç lüzumu yokken, utanmadan 700 kişilik kadro çıkartmakla övünüyor. Bu kadroları alana da, verene de tüm milletimiz adına haklarımızı helal etmiyoruz.
Bir hocamın da dediği gibi; devleti cazibe merkezi olmaktan çıkartmadıkça, bu memleket iflah olmaz.
Allah basiret versin, sonumuzu hayretsin.
Hocam;
Öncelikle değerli katkı ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Kamu adına gazetecilik yapan bir birey olarak, Kamu ve Kamuoyunun sorunlarını gündeme getirmeye ve yazmaya devam edeceğiz!