Küresel Güçler, Dünya ölçeğinde ki, sömürü ve hegemonyalarının devamı adına, her dönem, kaos ve savaş çıkarmaktan hiç çekinmezler. Küresel güçler, sadece ve sadece, ülkeleri ve ülke insanlarının refahı – zenginliği için ekonomik kaygılarla, diğer bölgelerdeki, yer altı ve yer üstü kaynaklara da kolay bir şekilde ulaşmayı , erişebilmeyi planlar ve ona göre de bu bölgelerde her türlü kaos ve savaşlar çılarmaktan da hiç bir zaman geri durmazlar. Bu işleri yaparken, doğrudan yapamadıkları dönemlerde ise kurmuş oldukları terör örgütlerini de, bu bölgeleri sadece karıştırmak ve kışkırtmakla hedeflerine ulaşmayı planlar ve denerler. Küresel güçler, başarıya ulaşabilmek için her bir yolu ve yöntemi, bu terör örgütlerine de verilebilecek tüm lojistik, tüm teknik, tüm eğitim, her türlü silah ve diğer destekleri de hiç bir zaman eksik etmez ve de sakınmazlar. Neden? Ne için yaparlar tüm bu işleri? Babalarının hatırı için değil tabii ki! Koca koca küresel güç ve devletlerin, bir hesabı ve kitabı da mutlaka vardır ve de olmalıdır! Varlıklarının devamı ve de dünyada süper güç olma yolunda ki hegemonyalarının sürdürülebilirliği adına yaparlar, tüm bu kirli ve de pis işleri!
Küresel güçler, Hegemonyalarının sadece devamı için, 1. ve 2. Dünya savaşlarında, milyonlarca insanın ölmesine, milyonlarcasının evlerini ve yurtlarını terk etmelerine, kaybolmalarına ve sakat kalmalarına da sebep olmuştur. Küresel güçler, Neden yapmıştır tüm bunları? Bu kadar insanın ahını almak için, sadece, dünyalıklar adına değer mi? Medeniyet ve kültür farkı da budur işte! Var mı dır bizim kültürümüz ve medeniyetmizde, bir insanın ölümü ve zarar görmesi üzerine kurulabilecek bir mutluluk ve huzur abidesi! Olabilir mi böyle bir şey! Küresel güçlerin refahı için her şey ama her şey normaldir, olabilir ve de yapılabilir! Bizim medeniyetimizin temeli ve özü, İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın! Bir İnsanın ölümü ve insanlığın da yok olması üzerine kurulabilecek bir refahı ve de bir mutluluğu, tabii ki kabul edemeyiz!
Küresel ve bölgesel güçler, 1. Dünya savaşından önce, saflar belirginleşmiş, taraflar ve bloklar netleşmiş, savaşın çıkması için de sudan bir sebep, bir bahane ve bir kıvılcımın çakması sadece aranmakta ve de beklenilmektedir. Küresel güçler ve onların bölgemizde cirit atmakta olan arkeolog kimlikli ajanları tarafından dolduruşa gelen, gazlanan ve hangi vaatlerle olduğu da sır olarak kalan, Sırplı bir öğrencinin ‘Avusturya – Macaristan’ İmparatoruna suikast düzenlemesi, 1. Dünya savaşının kıvıcımını ve fitilini de ateşlemiş oldu. Küresel güçlerin istediği bir göz, bir Sırplı öğrenci onlara verdi tam çift göz! Dünya Savaşının bahanesi bulunmuş ve bölgemiz tam bir kan deryasına dönmüş oldu. Bu savaşlarda Dünya ölçeğinde, minimum 136 ile 148 milyon arasında bir insanın öldüğü düşünülmektedir. 1. Dünya savaşının kıvılcımı ve fitili; tek bir silah, tek bir mermi, bir sırplı öğrenci, bir imparator ve bir suikast! Sonuç! Tüm bunların sonunda ne mi olmuştur? Dünya ölçeğinde, Milyonlarca insanın ölümü, dört adet dünya imparatorluğu devletin yıkılması – parçalanması, küresel güçler tarafından yönetilebilir ve de kontrol edilebilir, irili ufaklı yüzlerce devletciklerin ortaya çıkarılması! Tüm bunlar yetmez gibi! İnsanlık adına da dersler alınmamış gibi! Küresel güçler, yeniden bir planlama, bir bölme ve de bir parçalama girişimlerine, tekrardan ve yeniden bir haritalama operasyonlarına, dünya ve özellikle de bölgemiz sahne almaktadır.
Bu güne baktığımızda neler yaşanmakta ve ne gibi işler olmaktadır? Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimi bağımsızlık ilanı yönünde bir adım atmak suretiyle, bir referandum yapmaya kalkışmıştır. 15 yıldır, silah ve zorbalıkla boşaltığınız, insanlarını da başka bölgelere sürgün ettiğiniz topraklarda mı, yapacaksınız, bu referandumu? Bunun adına da Bağımsızlık referandumu, diyeceksiniz öyle mi? Barzani ne yapmaya çalışıyor ki? Kim ve hangi güç, Barzaniye, bu referandum için talimat ve emirler vermektedir ki? Barzani ve arkasında ki güçler, neyin Kıvılcımını ateşlemeyi planlamaktadır ki? Bu günün dünden, yani 100 yıl öncekinden, 1. ve 2.Dünya savaşlarından öncesi konjonktutel durumdan bir farkı var mıdır? Dünya ve bölgemiz bir dejavu mu yaşamaktadır? Yoksa bizler, özellikle de Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milleti olarak, bu işleri biraz abartıyor ve de çok mu büyütüyoruz ki? Devlet olarak, yapılan tüm hazırlıklar, tüm askeri ve diğer tedbirler normal midir? Tabii ki doğaldır ve de normal bir durumdur. Devletimizin bekası ve Milletimizin de birliği için yapılanlar azdır. Daha fazlası da yapılmalıdır! Sen bu bölgeye 3 bin tır silahı, kime ve kimlere, ne için yığmıştın? Sınırlarını korumak için mi? Zevk olsun diye mi? Spor olsun diye mi? Git başka bölgede, özellikle de kendi sınırlarında yığınak yap, tüm bu askeri hazırlıkları, hem de zevkine ve de spor olarak! Barzani bu referandum ile Dünya savaşını mı çıkarmayı planlamaktadır ki? Ağababaları böyle bir görev vermiş olabilirler mi ki? Ağababalarının yaşaması, dünya hegemonyalarının da devamı ve sürdürülebilirliği adına, öncelikle durdurmayı veya denetimleri altına almayı da planladıkları, 65 ülkenin de altına imza koyduğu; Kalkınma – Refah ve Zenginlik projesi olan “”Bir Yol, Bir Kuşak – Yeni İpek Yolu”” savaşının fitilini ve kıvılcımını mı da ateşlemek görevini mi vermişlerdir; Barzaniye, kendi ifadelerinde ki, bağımsızlık referandumu ile! Bilemiyorum ki!