16 Nisan Anayasa Değişikliği, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi halk oylaması tüm Türkiye genelinde çok büyük bir olay vb. vuku bulmadan, sorunsuz bir şekilde tamamlandı. Millet olarak ne kadar şükretsek azdır. Demokrasi şöleni olarak ifade edilen seçim ve halk oylamasına böyle yüksek bir katılımın olması da çok sevindirici bir durumdur. Ülke genelinde vatandaşlarımızda oluşan demokrasi bilincinin yüksekliğini de ortaya koymaktadır. Bu süreçte görev yapan tüm emniyet teşkilatımız ve diğer kamu görevlilerine de teşekkürü bir borç bilirim.
Dünyamız neredeyse her 100 yılda bir kaos ve savaşlar ile karşı karşıya kalmaktadır. Acaba neden? Dünya halkları da hiçbir zaman bu durumu çözümleyemedi? Dünya haklarının suni olarak meydana gelen bu paylaşım ve bölüşüm savaşların arka planını da anlaması ve anlamlandırması da küresel sistemin hiçbir zaman işine gelmedi. Dünya halklarının uyanması ve dünyada dönen bu arka planları kavraması küresel sistemin hayat damarlarının kesilmesi demektir. Küresel sistem bu durumu çok iyi bildiği için de dünya yığınlarını algı yönetimleri ile hep uyutulmaya devam etmiştir.
Dünyamızda son 200 yılı kabaca bir baktığımızda bölüşüm, paylaşım savaşlarını tamamen bizim coğrafyamızda cereyan etmektedir. Tüm bunlar nasıl oluyor? Tesadüfî olabilir mi? Yoksa büyük bir güç, başkaca bir üst akıl tüm bunları planlamakta ve bizler bölge halkları olarak da oyunculuk yapmaya, figüran olmaya devam mı ediyoruz? Gerçekten de bölgemizde çok büyük oyunlar ve planlar hazırlanmakta ve sergilenmektedir. Peki, ne zamana kadar? Bu gidişe ne zaman dur diyebileceğiz? Tüm bu oyunları sadece ve sadece seyretmeye ve bizlere de senaryodaki görevimizi oynatmaya devam edilmesine müsaade edecek miyiz?
16 Nisan Anayasa değişikliği, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi referandumun sonuçları ve sonrasındaki gelişmelere, yukarıda zikretmeye çalıştığım olaylar zincirinin zaviyeden bakabilmek gerektiğini düşünüyorum. Dünyanın enerji deposu konumunda olan bölgemiz ve bu bölgenin de anahtarı durumundaki ülkemiz yeniden bir kez daha şekillenirken, dizayn edilirken, tüm küresel emperyalistlere karşı, ülke ve devlet yönetimi olarak bir ön alma, bir öngörü hazırlığı mı yapılmaktadır? Bilmiyorum, bilemiyorum, fakat sadece bir vatandaş olarak sorguluyorum..
Akdeniz havzası ve çevresinde, rezervi tespit edilmiş bilmem şu kadar trilyon dolarlık petrol ve enerjinin bekçiliği ve paylaşımı için Akdeniz sularında bekleşmekte olan yüzlerce savaş gemisi, bölge halklarının menfaati ve bizleri de çok sevdikleri için durmuyor herhalde? Küresel sistem planlarını ve oyunlarını en az 100 yıllık olarak hazırlamaktadır. Bizler içeride birbirimizle uğraşırken, küresel oyuncular bizim topraklarımızda, bizim hinterlandımızda, bölge halkların anasın ak sütü gibi helal olan yer altı ve yerüstü kaynaklarını hiç etmenin derdindeler. Bu kısır çekişmelerin ve kavgaların kime faydası olacaktır. 100 yıllardır enerjimizi sürekli olarak içeride tüketmedik mi? Hala mı akıllanmayacağız? Hala mı oyuna gelmeye devam edeceğiz? 16 Nisan Anayasa değişiklik referandum bitmiştir. Sonuçlar ülkemiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını dilerim. Artık kavga ve niza zamanı değildir. Zaman; Millet ve bölge halkları olarak bir ve beraber olmanın tam zamandır. 100 yıl önce olduğu gibi parça parça etmek için kapımızda beklemekte olan küresel emperyalistler ve onların uşakları olan vesayet – vekalet savaşçılarına fırsat vermeyelim.. Bu asil millet ve bölge halklarının artık ayağa kalma zamanıdır; Millet ve bölge olarak; Sürünme ve Sömürülme devri artık bitmiştir…