Değişen Sistem Neden Tartışılıyor?!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1900’lü yılların başlarında bir önceki yüzyıldan kalma büyük sorunlarla boğuşa boğuşa ve  Çanakkale, Kurtuluş savaşı zaferlerinin akabinde  kurulmuştur!. Türk devleti, kurulduğu tarihten itibaren  yatırım ve kalkınma hamlelerine başlamış fakat 2. Dünya savaşında anlaşmalı iki kutuplu bir dünyanın dizayn edilmesi ile birlikte kendisine tanımlanan konum ve durumun dışına çıkamamıştır!. Türk Devleti Soğuk Savaş felsefesinin gereği olarak küresel sistemin kendisine tanımladığı küresel tanımlı alan dışına çıkmaya başladığı her dönemde bir darbe ile durdurulmuştur! Neden? Çünkü Türklerin tarih sahnesine yeniden, Türk denilince, Medeniyet, Adalet, Hakkaniyet ülküsü ve mazlum milletlerin de hamisi olarak bir daha çıkması istenmiyor! Tabii ki  bu darbeler sadece dış kaynaklı olmamış, içeriden de işbirlikçi ve destekçilerini  her zaman ya üretmiş ya da bulmuştur!. Tüm yaşanmışlıkların tecrübeleri ile 15 Temmuz hain darbe ve işgal kakışmasından sonraki süreçte devlet yönetimdeki zafiyetlerin giderilmesi için Yeni Kapı Ruhu ile şahlanan ve erkler ayrılığı değil erklerin güçlü birlikteliği ilkesi çerçevesinde yeni bir dönem ve yönetim sistemine geçilmiştir!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Osmanlı İmparatorluğunun bakiyesi olarak kurulması ve özellikle de tarihte kurulmuş olan tüm Türk Devletlerinde devletin bekası ve milletin birliği adına daha iyi bir yönetim sistemine geçilmesi için yapılan araştırma ve geliştirme çabaları hiçbir zaman bitmemiştir!  Neden? Bu arayış ve gelişme çabaları  her dönem devam etmiştir!. Neden? Çünkü bu arayış ve çabaların asıl gaye ve hedefi,  Türk Devleti ebed müddet devam ilke ve vizyonu çerçevesinde olmasıdır! Tüm mesele milli bekamızın ve milli varlığımızın güvenli ve istikrarlı şekilde sadece istikbale taşınmasıdır! Anadolu gibi zor bir coğrafyada baki kalabilmek elbette ki çok meşakkatlidir! Anadolu insanı da bu meşakkatlere bin yıldan beri taliptir! Kimi canları ile şahadet mertebesine erişmekle! Kimisi  de kanları ile  gazi şerefine nail olmakla!.  Anadolu gibi verimli bir coğrafyada tüm küresel güçler ve işbirlikçilerinin emelleri de halen devam etmektedir! Elbette ki bu sıkıntılı coğrafyanın sonsuza kadar Türk yurdu olarak kalması için bu vatanın öz evlatları her türlü sıkıntılara göğüs germiş ve halen de germeye devam etmektedir! Anadolu coğrafyası dün olduğu gibi bugün de dünyanın sıklet ve hegemonya hâkimiyet merkezidir!

Anadolu coğrafyasındaki yönetim sistemi tartışmalarını tarihte de görmekteyiz! Anadolu coğrafyasındaki demokrasi ve yönetim sistem serencamını şöylece özetleyebiliriz!  19. yüzyılda içine düştüğümüz sıkıntılı durum toplumun  huzurunu kaçırmış ve çok büyük miktarda  toprak kaybına neden olmuştur!.  Anadolu coğrafyasında,  1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanından bugüne kadar geçen 180 yılda devlet ve millet hayatını istikrara kavuşturmanın ve güvenceye almanın çalışmalarına şahit olmaktayız! Türk Devleti ve Türk Milletini, dışarıdan gelip yenemeyenler, içeriden işbirlikçilerle çözme girişimlerine halen direniyor! Neden? Merhum Erol Güngör; geçmişin olaylarını manalı bir bütün halinde yorumladığımız anda meselelere tarih şuuruyla bakmamız mümkün hale gelecek, nereden gelip nereye gittiğimiz hakkında bir fikir sahibi olunacaktır, şeklindeki  tarihi perspektifle bakabilmenin ve bugüne de daha net bir şekilde okuyabilmenin, anlayabilmenin ve yorumlayabilmenin,  tüm küresel ve işbirlikçi sinsi ve kirli oyunlara karşı  da strateji ve taktik geliştirebilmek zaviyesinden dikkate değer ve bir o kadar da manalı olduğunu  düşünüyorum!.    

Ekonomik ve siyasi istikrarı  temin edememiş Anadolu coğrafyasında, Tanzimat reformlarının yetersiz kalması ve  emperyalist güçlerin baskı ve dayatmaları sonucunda daha iyi bir yönetim arzusu çerçevesinde  1856 tarihinde Islahat Fermanı ilan edilmiştir!. Kökten, yerli ve milli çerçevede bir değişim ve dönüşüm olmadığı için daha sonraki süreçte Anayasa ve Meşrutiyet çalışmalarını görmekteyiz! Tüm bu yönetim sistemi değişim ve dönüşüm hamlelerinin arka planında ise devlet idaresinde birliği temin edilememiş paşalar arasındaki güç ve iktidar tartışmaları vardır! Neden? Paşalar neyi hedeflemektedir? Paşalar kim veya kimler adına tüm bu girişimlerde bulunmaktadır? Paşaların derdi nedir? Paşaların devlet yönetim sistemine bu kadar müdahil hale nasıl gelmiştir?  Tabii ki tüm bunları tarih ve tarihçiler yazacaktır! Tarihteki paşalar arasındaki yönetim sistem tartışmalarının bugün yaşamakta olduğumuz siyasi gerilim, sistem tartışması ve gelişmelerden bir farkı var mıdır? Elbette ki yoktur!   

Merhum Erol Güngör;  Süleymaniye’nin yapılması için Sinan gibi bir dehaya, Kanuni gibi bir hükümdara, Osmanlının organizasyon kabiliyetine ve yıllar süren emeklere ihtiyaç vardır. Ama ellerine birkaç sandık dinamit verilmiş iki geri zekalı bu yapıyı yıkmaya yeterlidir,  diyor!. 15 Temmuz hain darbe, işgal ve Anadolu coğrafyasını da tamamen küresel güçlere teslim gecesinden sonraki süreçte,  Türk Devlet Aklı ve kadim Türk devlet hafızasının denetiminde, Türk devleti ebed müddet devam ilkesi ve 2023 vizyonu çerçevesinde, devlet yönetimindeki erklerin zıtlığı değil erklerin güçlü birlikteliği yönetim sistemi için 16 Nisan 2017 tarihindeki Anayasa değişiklik referandum yapılmıştır!  24 Haziran genel seçimleri ve 9 Temmuz 2018 tarihinde resmen yürürlüğe giren, tüm kurum ve kurulları ile yerleşmeye başlayan Cumhurbaşkanlığı Hükumet sistemine yönelik, bugün eski ve yeni siyasetçiler tarafından gizli mahfiller ve basın önündeki tartışma ve eleştirilere şahit oluyoruz! Peki, neden? Merhum Erol Güngör hocanın ifadelerinde ki; ellerine birkaç sandık dinamit verilmiş iki geri zekalı bu yapıyı yıkmaya yeterlidir,  vurgularının Türk Devleti ve Anadolu coğrafyasına küresel güçlerin emelleri için dışarıdan yenemeyenlerin içeriden çözme hamlelerinin halen devam ettiğinin yeni yönetim sistem tartışmaları üzerinden yürütülmekte olduğunu düşünüyorum!

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir