Beyler!. Haydi!. Pamuk Eller Cebe!..

Covid-19 sonrası yeni normal hayat,  insan doğasına vahşi bir şekilde saldıran ve saldırılar sonrasında da bozulan fıtratın neden olduğu riskleri minimize etme stratejisidir!  Yeni normal hayat, riskler dünyasında insanoğluna nefes alabilmesi için yeni bir alan açma çabasıdır!. Peki,  nasıl olacaktır?!.

İnsanlık tarihi farklı zaman dilimlerinde toplumları etkileyen büyük kırılmalara şahitlik etmiştir! Bu tarihsel kırılma süreçleri büyük dalgalar yaratarak toplumlar arayışlara yönelmiştir!. Bu arayışların getirdiği yenilikler, farklı biçimlerde bütün toplumları etkileyerek, değişim ve dönüşüm tecrübeleri yaşatmıştır!.

Tarihte yaşanılan büyük kırılma ve dönüşümler incelendiğinde, bir bütün olarak insanlığın yaşadığı büyük bunalım ve krizler sonrası olduğu gerçeği görülecektir!.

Yaşadığımız zaman dilimi, büyük fırsat  ve büyük riskleri  de içinde barındırmaktadır!. Söz konusu riskler,  hızlı ve etkili bir şekilde yayılarak bütün dünyayı etkisi altına alabilen salgın hastalıktır!.

Peki, böyle bir dönemde neler yapmalıyız?! Elimiz ve kolumuz bağlı beklemeli ve  küresel şeytani planlara teslim mi olmalıyız?!  Yoksa imanın gereği, Nuh’un gemisine binebilmek için hazır  olmak gerekir mi? Hazır olmayanlar gemiye alınmadığını da hatırlatmadan geçmeyelim!.

COVID-19 sonrası ile ilgili üç temel öngörünün öne çıktığı söylenebilir! Birincisi, salgının sadece sağlık sistemini değil, yaşamın bütün boyutlarını etkileyeceği, öngörüsü! İkincisi, salgın sonrasında hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı, iddiası!  Üçüncüsü,  yeni normalle yaşamaya devam edileceği, değerlendirmesidir!.  Her risk hazır olanlar için  bir fırsatı da barındırdığına göre!. Tüm mesele budur!.

Sağlık hizmetleri bireysel açıdan bakıldığında bir ihtiyaçtır!. Bütün bireyler yaşamını düzenli bir şekilde sürdürebilmek için sağlıklı olmayı arzu eder!. Sağlıklı olmayı gerçekleştirmek için de sağlık alanında kendini yetiştirmiş uzmanların sunduğu hizmetleri kullanır!

Covid-19 pandemisi, üretim süreçlerini etkileyerek bazı sektörlerin devre dışı kalmasına, tarım ve gıda gibi bazı sektörlerin öneminin artmasına ve yeni sektörlerin de ortaya çıkmasına yol açmıştır! Evde iş yapma oranı ve biçimlerinin artması, alışverişlerin online evden yapılmaya başlanması gibi dijital temelli gelişmeler ve yeni üretim sektörleri, toplumsal yaşamdaki etkileşim ortamları ve görünme biçimlerini ciddi anlamda farklılaştırmaktadır!  

Eğitim alanındaki uzaktan öğretim, teknoloji temelli yaygın bir döneme geçildi! Peki, uygulamalar değerlendirildiğinde uzaktan öğretim örgün öğretimin yerini alabildi mi? Uzaktan öğretim, örgün öğretimin yerini almadığı fakat  eksik kalan hususların olduğunu göstermiştir!. Yeni normal ile birlikte zamanla bu eksiklikler telafi edilecektir!   Covid-19 ortadan kalktığında yeni bir denge oluşacak ve uzaktan öğretim, eğitim kurumu bileşenlerinden biri hâline gelecektir!.  

Covid -19 sonrası yeni normal toplumsal hayat ve dengenin kurulmasında,  pandemi sürecinde geliştirilen; paylaşma ve yardımlaşma, dayanışma ve iş birliği imkânları, fedakârlık yapabilme ve empatik düşünce gücünü koruma gibi faktörler etkili olacaktır! Gün,  İnsan olduğumuzu ve birlikte yaşamak gerekliliğini yeniden  hatırlama vaktidir!.

Dünya toplumlarının pandemi sonrası yeni normale alışabilmesi bireysel, psikolojik, ekonomik ve sosyolojik anlamda çok kolay olmayacaktır! Küresel güçler, Türkiye’de kaos çıkarma ya da sivil itaatsizlik peşindedir! Söz dinleyen ve denetlenebilen bir  durum adına!.

Türk milletinin tarihten  gelen insani ve medeniyet özellikleri; paylaşma, yardımlaşma ve fedakarlık bu süreçte daha fazla önem kazanmaktadır!. İşyerleri kapanan küçük esnaf, ücretsiz izne gönderilen, işinden ayrılan  ve kısa çalışma döneminde gelir kaybına uğrayan kitleler, yeni normal hayata kolay bir şekilde adapte olabilmesi, sosyal ve toplumsal huzurun bozulmaması, küresel kirli ve sinsi  planın parçası ve destekçisi de olmamak adına, bir şeyler yapmanın  ya da elimizi taşın altına koymanın tam vaktidir!. Peki, bugün değil de ne zaman?!.  

Tuzu kuru, bir eli yağda ve bir eli balda ki, beyler ve bayanlar,  artık pamuk eller cebe!. Kenarda, köşede ve bankalarda  sermaye  yığan kişiler ve özellikle de kamu kurumlarından birkaç yerden maaş alan, devletin en tepesindeki memuru, milletvekili, ballı maaş alan hakim, savcı ve akademisyenler, özellikle de çifte emekli maaşı alanlar, ellerini ceplerine ne zaman atacaktır!. Bir aylık maaşınızı paylaşın, infak edin bir şey kaybetmezsiniz!  

Hem iman ettik diyeceğiz, hem cennet talep edeceğiz ve  hem de komşumuz aç yatmaya devam edecek, öyle mi?! Peki, gelmekte olan psikolojik, bireysel, sosyal, ekonomik  ve akabinde ki siyasal  kaos ve krizin  toptan altında  kalma ihtimalimiz nedir?!  Siyasi değişimler genellikle ekonomik buhran ve istikrarsızlıklar sonrası geldiğini de unutmayalım!. Sermayesi sadece siyaset olanlara sesleniyorum!.

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir