İkinci Dünya Savaşının sonlarına doğru; hangi bölgelerin kimin kontrol ve denetiminde olacağı konusunda anlaşmazlıklar ortaya çıkmıştır! Dünya Savaşı sonrasındaki yeni DÜZEN ve yeni DENGE çerçevesinden; paylaşım ve denetim sorunları zuhur etmiştir!
Hem bu anlaşmazlıkların çözüme bağlanması ve hem de savaş sonrası dünyanın ana çizgileriyle düzenlenmesi amacıyla; yani DÜZEN, PAYLAŞIM ve DENGE adına, Ukrayna’nın Yalta Kenti’nde liderler düzeyinde bir konferans yapılmasına karar verilmiştir!
Peki, bugün, Ukrayna yine dünyanın neden gündemindedir! Yoksa yenidünya düzeni, yenidünya sistematiği ve yenidünya dengesi; yeniden Ukrayna üzerinden mi kurulacaktır? Neden olmasın? Ölen, yaralanan, ekonomik ve sosyal olarak sıkıntı çeken dünya halkı olmaktadır! Peki, kimin umurundadır! Yeter ki; küresel ve emperyalist güçlerin ÇIKARLARINA bir şey olmasın!
2. Dünya Savaşının bitmesine yakın, Şubat 1945 tarihinde, Ukrayna’nın Yalta kentinde Yalta Konferansına; ABD’yi Roosevelt, İngiltere’yi Churchill ve SSCB’yi Stalin temsil etmiştir! Konferans’ta karara bağlanan konular arasında, Almanya’nın savaş sonrasında silahsızlandırılması ve etki alanlarının taraflarca belirlenmesi, göze çarpmaktadır!
Toplantıda; Avrupa ve özellikle de Almanya; ekonomik, siyasi ve askeri olarak tamamen kontrol ve denetim altına alınmıştır! Bugün de, yenidünya DÜZENİ ve DENGESİ adına; mezkur güçler tarafından kontrollü bir şekilde; Rusya ve Ukrayna savaşı çıkarılmış olabilir mi? Neden olmasın?!
Geçtiğimiz günlerde; Avrupa Birliği; Stratejik Pusula belgesi, AB Dış İlişkiler Konseyinde onaylanmıştır! AB’nin ortak stratejik vizyonunu temsil ettiği belirtilen belgede, karşı karşıya bulunulan kriz ve tehditler; bunlara karşı koyabilmek için gelecek beş ve on yıllık dönemde atılması hedeflenen adımlar sıralanıyormuş! Peki, biraz geç kalmadınız mı? Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiştir!
Belge; Doğu Akdeniz’de, AB üyesi ülkelere karşı provokasyonlar! Tek taraflı eylem ve uluslararası hukuka aykırı şekilde egemenlik haklarının ihlâlleri! Düzensiz göçün araçsallaştırılması nedeniyle gerilimlerin sürmesi! İstikrarlı ve güvenli bir ortamı temin etmek kadar, iş birliğine dayalı ve karşılıklı yarar sağlayacak, iyi komşuluk ilişkileri ilkeleri ile uyumlu bir ilişki, hem AB’nin hem Türkiye’nin çıkarına, diyormuş!
Avrupa Birliği ve birliğin güçlü ülkeleri, bugün, enerji darboğazı ve askeri olarak, var ve yok olmak arasında kalmıştır! Var olabilmeleri için NATO askeri gücün içindeki en güçlü ülke Türk Devletini yanlarına alabilmek için her yolu denemekteler!
Bugün, her sözlerini emir telakki eden ve peki diyen bir Türk Devleti olmadığı için dengeleri bozulmuştur! Ne yapacaklarını ve ne diyeceklerini şaşırmış durumdalar!
Artık, karşılarında eski Türkiye olmadığını idrak edecekler! Artık, kapılarda bekletilecek bir Türk Devleti yoktur! Başkaca bir seçimleri kalmamıştır! Birileri için BİTİŞ düdüğü çalmak üzeredir! Gelecekler! Kazan – kazan ilkesi çerçevesinde; beraber yürüyebilmek için her yolu deneyecekler! Öyle üst perdeden sallama dönemleri çok gerilerde kalmıştır!
Kadim Türk Devlet Aklı denetiminde ve Türk Devleti başkanlığında kurulan, Türk Devletleri Teşkilatı olmadan yenidünya düzeni, sistematiği ve dengesi asla kurulamayacaktır!
20. Yüzyıl, Osmanlı İmparatorluğu dağılmak suretiyle kurulmuşsa, 21. Yüzyıl da, Osmanlı bakiyesi yirmi dört milyon kilometrekarelik gönül coğrafyamız ve tüm mazlum halkların olduğu bölgelerde; barış ve huzur yine Türkler vasıtasıyla kurulacaktır!
Türk; Adalet dağıtan, Hakikat ehli ve Mazlum halklara hami demektir! Medeni olduklarını iddia eden ve medeniyet satışı yapanların iki yüz yıldır çıkarları uğruna yıktıkları, yaktıkları ve öldürdüklerinin sayısı belli değildir!
Yeni dengenin tüm kutupları Türkiyeyi yanlarına alabilmek için her yolu denemektedir! Başka bir şekilde yeni sistem asla kurulamayacaktır! AB, taktik stratejisi olmayan belge üzerinden, aba altından sopa göstermeye çalışmaktadır! Köprünün altından çok sular akmıştır!
Türk Devleti, tarihin yüklemiş olduğu sorumluluk gereği, tarihi medeniyet devlet kodları rotasına girmiştir! Nehir, tarihi yatağını bulmuştur! Hiçbir güç ya da siyasetçi buradan geri döndüremeyecektir! İktidar veya hükümette kimin ya da hangi siyasetçinin olduğunun bir anlamı olmayacaktır! Kadim Türk Devlet Aklı sisteme tamamen el koymuştur! İhya ve inşa medeniyeti, Türk Asrı yeniden başlıyor!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Dışişleri Bakanlığı, stratejik pusula belgesindeki ifadelere; AB, gerçekleri ve doğruları ıskalamış olmakla, tam üyelik adayı olan bir NATO müttefikini bu denli sığ bir bakışla ele alması; AB için bir vizyonsuzluk ve talihsizliktir! Belge için, doğru yönü göstermekten şaşarak pusula olmaktan çıkmıştır! AB’yi Doğu Akdeniz’de, çözümlerin değil, sorunların parçası yapacağı ve doğru stratejilere taşımayacağı aşikârdır, ifadelerine yer verilmiştir!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan; NATO Liderler zirvesi sonrası yaptığı açıklamasında; Rusya-Ukrayna savaşındaki gelişmeleri ve bunun yansımalarını müttefiklerimizle değerlendirme fırsatı bulduk! Ateşkes ve barışın sağlanmasına yönelik sürdürdüğümüz yoğun diplomatik girişimler hakkında bilgiler paylaştık! Krizin tırmanmaya başladığı noktadan itibaren NATO’nun rolü, önemi ve insicamının korunmasına! Günlük siyasi hesaplar uğruna NATO’nun yıpratılmaması gerektiğini! Türkiye, her zaman olduğu gibi bu zirveler vasıtasıyla NATO’nun geleceğinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaya devam edecektir, ifade ve vurgularının; yenidünya sistematiği ve dengesi çerçevesinden, 2.Dünya Savaşı sonrasındaki dengeyi kuranlar ile yeni düzen, yeni sistem ve yeni dengenin SIKLET MERKEZİ olarak, Avrupa Birliğinin açıklamış olduğu stratejik pusula belgesindeki açıklamalara, Türk Devlet Aklı, cevaplarının dikkate değer olduğunu düşünüyorum!