Farkı, FARK Edebilenlerden Olabilmek!

Neymiş Efendim! Kaleme aldığımız KONULARDAN Kaynaklı; YEL DEĞİRMENİNE Karşı, Don Kişot olarak, SAVAŞ ve MÜCADELE veriyormuşum!

Yanlışı gören ve önlemek için elini uzatmayan, yanlışı yapan kadar suçludur! ( Kızılderili Atasözü )

  • Hz. Peygamber efendimiz; Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir, buyurmaktadır!

Meşhur bir hikaye ile devam edelim! Bir zamanlar yazılarını yazmak üzere okyanus sahiline giden yaşlı bir bilge adam varmış. Çalışmaya başlamadan önce sahilde bir yürüyüş yaparmış.

Bir gün sahilde yürürken plaja doğru baktığında genç bir adam görmüş. Genç adam bir kaç adım koşuyor, yerden bir şey alıyor ve yumuşak bir hareketle okyanusa fırlatıyormuş. Biraz daha yaklaşınca seslenmiş:

Merhaba. Ne yapıyorsun böyle? Genç adam durmuş, başını kaldırmış ve cevap vermiş: Okyanusa deniz yıldızı atıyorum!

Neden okyanusa deniz yıldızı atıyorsun demiş, bilge adam? Güneş çoktan yükseldi ve sular çekiliyor. Eğer onları suya atmazsam ölecekler, demiş!

Fakat delikanlı görmüyor musun ki kilometrelerce sahil var ve bastan aşağı deniz yıldızıyla dolu. Hiçbir şey fark etmez, demiş!

  • Genç adam kibarca dinlemiş, eğilerek yerden bir deniz yıldızı daha almış ve dalgalanan denize doğru fırlatmış. Bunun için fark etti, demiş!

Toplum geneli ve Kamu kurumlarında ki bazı yanlış uygulamalara matuf; Kaleme aldığımız konulardan kaynaklı, birileri gibi zarf ya da IBAN gibi bir derdimiz olmadığından!

Tek derdimiz ve gayemiz; VATAN – MİLLET ve DEVLET olduğu! Safımızın da belli olması! Dünyalıklar uğruna bazı değerlerin satılamayacağı ya da satın alınamayacağı!

Yarın huzuru mahşerde, kulum sana akıl verdim, fikir verdim, kitap gönderdim, peygamberler gönderdim; Yanlışa karşı mücadele et, yanlış için elin ile dilin ile olmuyor ise kalbinden buğz et hadisi çerçevesinde, yazılarımızı kaleme almaya devam edeceğiz!

  • Deniz yıldızlarını sahilden denize doğru fırlatmaya devam edeceğiz! Mesele sayılar değildir! Farkı fark eden ve edebilen, anlayan ve anlayabilen, idrak edebilecek bireylerin sayısının artmasına vesile olmaktır!
  • Hani biz; Güneşi sağ elime, Ayı da sol elime verseniz, vallahi ben davamdan vazgeçmem, diyen bir DAVANIN temsilcisi olacaktık!

Mekkeli Müşrikler ya da AĞNİYA; Hz. Peygamber Efendimize hitaben; Sen ortaya attığın bu mesele ile şayet mal ve servet elde etmek gayesinde isen, mallarımızdan sana hisse ayıralım, hepimizin en zengini olasın! Eğer, bir şeref peşinde isen, seni kendimize reis yapalım, dediler!

Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah; Fussilet Suresi 5. ayeti kerimede; Dediler ki: Bizi çağırdığın şeylere karşı kalplerimiz kapalıdır, kulaklarımızda da sağırlık var; bir de seninle bizim aramızda perde bulunmaktadır. Sen yapacağını yap, biz de yapmaktayız!

Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah; Fussilet Suresi 8. ayeti kerimede; İman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlara gelince, onlar için eksilmeyen bir mükâfat vardır!

Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah; Fussilet Suresi 13. ayeti kerimede; Eğer onlar yine de yüz çevirirlerse de ki: Sizi, Âd ve Semûd’un başına düşen yıldırım gibi bir yıldırıma karşı uyarıyorum!

Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah; Fussilet Suresi 26. ayeti kerimede; İnkârcılar dediler ki: Bu Kur’an’a kulak vermeyin, okunurken gürültü çıkarın, belki bastırırsınız!

Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah; Fussilet Suresi 30. ayeti kerimede; Rabbimiz Allah’tır deyip de dosdoğru çizgide yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler: Korkmayın, kederlenmeyin, size vaat olunan cennetle sevinin!

Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah; Fussilet Suresi 34 ve 35. ayeti kerimede; İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel olan davranışla sav; o zaman bir de göreceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse kesinlikle sıcak bir dost oluvermiş! Bu sonuca ancak sabırlı olanlar ulaşabilir, yine buna ancak (erdemlerde) büyük pay sahibi olanlar ulaşabilir, buyurmaktadır!

  • Bir insanın veya iman ehli Müslümanın mezkur konulara erişebilmesi ve farkı fark edebilmesi, basiret, feraset ve fehiminin açılabilmesi, manevi kanallarının da mühürlenmemesi için öncelikle TEMİZ olmalı, maddi ve manevi TEMİZ KAYNAKLARDAN BESLENMESİ gerekir!

Aksi halde, doğruları; ne duyabilir, ne görebilir ve ne de söyleyebilir! Yanlışların içinde boğulmak zorunda kalır!

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

“Farkı, FARK Edebilenlerden Olabilmek!” üzerine 2 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir