Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cem Zorlu’nun ikinci dönem görev süresi 2026 yılı EKİM – Kasım aylarında doluyor.
- Devletin makamları; magazinsel ve sansasyonel olaylar, tele-vole işler ve ehliyetsiz – liyakatsiz – kifayetsiz muhteris tiplere istihdam sağlama yerleri, değildir!
- Devletin makamları; birilerine RANT ve İHALE sağlama, KAMU kaynaklarından ZENGİN etmek ve PARA aktarma yerleri, değildir!
- Devletin makamları; kimseye babasından MİRAS kalmadığı gibi kimse de bu makamlarda asla BAKİ değildir!
- Devletin makamları; GANİMET kafası ile asla yönetilemez!
- Devletin makamları; hem kendisi ve hem de akraba-ü taallukatını yasalara aykırı bir şekilde ZENGİNLEŞTİRME yerleri asla değildir!
- Devletin makamları; görev süresi boyunca, yasalar ve yönetmelikler çerçevesinde, hayırlı işlere imza atmak ve GÖK KUBBEDE HOŞ bir SEDA bırakabilmek yerleri olmalı!
Cem Hoca, görev süresi dolmadan başka bir kuruma geçebilmek için her yolu denemektedir.
Cem Hoca, bir kaç KURUM BAŞKANLIĞINA da geçebilmek için de her yolu denemiştir!
Cem Hoca’ya, Balkanlar da, bir ülkeye ATEŞE olarak teklif edildiği fakat kabul görmediği.
Cem Hoca’nın, Türki Cumhuriyetlerden bir ülkeye, rektörlük görev süresi dolmadan, ATEŞE olarak görevlendirileceği, Ankara kulislerinde konuşulmaktadır.
Cem Hoca’nın ikinci dönem görev süresinin dolması yaklaştığı için üniversite camiasındaki akademisyenler arasında Rektör adayları da kulislerde konuşulmaya başlamıştır!
- Selçuk Üniversitesi önceki dönem Rektör yardımcısı ve halen Bölüm başkanı bir akademisyen, aktif dekan olarak görev yapmakta olan bir akademisyen, üniversitenin eski genel sekreteri ve halen aktif görev yapan bir fakülte dekanı, eski bir siyasetçinin akademisyen oğlu, Sağlık eski il müdürü ve geçtiğimiz yıl Selçuk Üniversitesine, yerel sermaye, siyaset ve sivil toplum kuruluşlarının rektör atanabilmesi için parlattığı bir isim, akademik camiada, Necmettin Erbakan Üniversitesine Rektör adayı olarak, kulislerde konuşulmaktadır.
Üniversiteler; bilim insanı akademisyenlerin ne dinleri, ne ırkları, ne de yaşam tarzları ile ilgilenir!
Sadece ve sadece ülkesi adına, ciddi projelerinin olup olmadığı ve başarılı işlerle uğraşıp uğraşmadıklarını bakmalı!
Üniversiteler; insanlığın bir sorununu çözmeye hizmet eden; yeni buluş ve yeni patentlere kapı aralayan, bu çalışmaların sonuçları, önce araştırmanın yapıldığı üniversite, şehre ve ülkeye, ekonomik katkı sağlayan ve faydaya dönüştüren kurumlar olarak bilinir.
Üniversiteler; evrensel ölçekte bilim ile ilgili bilgilerin öğretilmesi ve sahada uygulanabilir hale gelmesi için araştırma – geliştirme ve bilim üretilen yerler!
Üniversiteler; her türlü düşüncenin hür ve bağımsız olarak, kimseden çekinmeden ve korkmadan savunulduğu ve tartışıldığı yerler!
Bir üniversiteye rektör adayı olacak akademisyen; öncelikle ve özellikle; üniversite, ülkenin geleceğinin emanet edileceği öğrenciler, şehri ve ülkesi adına; kaygısı, dertleri ve projeleri olmalı!
Yoksa ehliyetsiz ve liyakatsiz, çapsız kifayetsiz muhteris; onun adamı, şunun yakını, bilmem kimin damadı, oğlu, kızı gelini veya şuraya yakın, buraya yakın, şu partinin veya bu ekolün adamı şeklinde uzayıp giden aracılar ve tavassut, yeterli olur mu?
Bir Üniversiteyi yönetmek; öyle süslü laflar ve içi dolmamış SLOGANLAR ile olmaz!
Öncelikle, kuruma alınan personel; onun – bunun yakını değil, EHLİYET ve LİYAKAT aranmalı, kurum içerisinde tüm personele; ADALET terazisi işletilmeli!
AÇIK – ŞEFFAF İLETİŞİM ve sonra da HESAP VEREBİLİRLİK olmalı!
Aksi halde Üniversite ve Kampus içerisinde, Kurumsal Aidiyet, Kurumsal Barış ve Kurumsal Huzur sağlanamaz!
Bir Üniversite düşünelim; akademik camiada, isminin başında koca koca unvan bulunan kişiler, üniversitesi ve fakültesine, AİDİYET ve BAĞLILIK hissetmesin!
Bir Üniversite düşünelim; üniversite üst yönetimi ve dekanlık veya diğer bölüm başkanlıkları arasında, siyasi ve başkaca, GÜÇ ve İKTİDAR bağlantılarından kaynaklı, İLETİŞİM SORUNLARI – İLETİŞİM KAZALARI ve İLETİŞİM KRİZLERİ, akademik camiada konuşulsun!
Bir üniversite düşünelim; Üniversite Üst Yönetimi ve başkanlıklar hakkında, ŞÜYUU, VUKUUNDAN BETER İŞLER, YASA ve YÖNETMELİKLERE AYKIRI USULSÜZLÜK ve DEDİKODULAR, AYYUKA ÇIKMIŞ OLSUN!
ESKİLERİN ifadesi ile ATEŞ OLMAYAN YERDEN DUMAN ÇIKMAZ!
Açık ve şeffaf iletişim başka bir şey, dedikodu ise başkaca bir şeydir! Doğa boşluğu kabul etmeyeceğine göre!
Açık ve şeffaf iletişim ve hesap verebilirliğin olmadığı, kurum ve durumlarda, DEDİKODU; hem kuruma ve hem de duruma HÂKİM olacaktır!
Peki, böyle bir KRİZİ nasıl yöneteceksiniz? Ya da yok mu sayacaksınız?
Yoksa Görmedim, Duymadım ve İşitmedim şeklinde; ÜÇ MAYMUNU mu oynayacaksınız? Peki, nereye ve ne zamana kadar?
Kurumlarda; SONUÇ ve BAŞARIYI getiren şey; Sistem ve Süreçler, Bilgisayar ve Makineler değil, İNSANLAR ve Onların DAVRANIŞLARIDIR!