2026; Yeni bir Takvim Yılına Girerken!

2026 yılının ilk günü, yeni bir takvim yılı ve Mübarek ÜÇ Ayların ilk günlerindeyiz.

Yeni bir Takvim Yılı ve Mübarek Üç Aylar, tüm insanlık adına, BARIŞ – HUZUR ve Hayırlar getirmesini dilerim.

Yeni bir takvim yılı ile İnsanoğlu ömründen bir gün ve bir yıl daha eksilmiş, tüketmiş ve yaşlanmış olmaktadır.

Ömür sermayesi her gün tükenmektedir. İman ehli için ömrünü; nerede ve nasıl harcadığı çok önemlidir.

Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah; tüm insanlara, dünyadaki sayılı ve sınırlı ömrü, dünyalık makam, mevki, para ve mal biriktirmek ve YIĞMAK için mi vermiştir?

Yoksa her an ve her bir saniyenin hesabı tek tek sorulacak mı?

Dünya denen mekan, İnsan denilen varlık için bir geçiş güzergahı olmaktan başkaca bir şey değildir. Bir Kapıdan giriyor ve diğer kapıdan da çıkıyor!

İnsan denilen varlık, sanki geçici olarak değil de, ebedi olarak bu dünyada kalacakmış gibi bir hülya içinde yüzmektedir.

İnsan denilen varlık, Dünyalık makam, mevki, rant, kadın, güç, iktidar ve üç kuruş için birbirini, tüketmek ve yemektedir. Neden acaba?

Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah; Müslüman ve İman ettiğini iddia eden tüm kullarına, dünya denen mekânda ömrünü, nasıl ve nerede harcadığını soracaktır. Her bir AN ve her bir NEFESİN hesabını vereceğiz.

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır, buyurmaktadır.

Dünya; İnsanlık adına, her gün yeni bir kaos – karmaşa ve kargaşa, yeni bir sıkıntı, yeni bir sorun, yeni bir savaş hazırlığı ve kara güne uyanmaktadır.

Lucifer ve çocukları, yeryüzü tanrılıkları adına, İnsanı ve insanlığı, fıtrat dışına çıkarabilmek için her yolu denemektedir.

İslam dünyası da; dünyalık makam, mevki, rahatı, konumu, rant, iktidar ve gücünü korumak, para biriktirmek – yığmak ve saymakla ömrünü tüketmektedir.

2025 takvim yılı biterken ve 2026 takvim yılına girerken; dünya üzerindeki her bir insana ve özellikle de kaos ve kan gölüne dönmüş tüm İslam alemine; Barış, Huzur, Selamet, Esenlik, Kardeşlik, Birlik ve Dirlik getirmesini, Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah’tan niyaz ederim.

Hz. Mevlana, Düne ait ne varsa söylenmiş ya da söylenememiş, bıraktım hepsini orada Çünkü şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

Her gün bir yerden göçmek ne iyi, Her gün bir yere konmak ne güzel.

Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,

Dünle beraber gitti cancağazım;

Ne kadar söz ve fiil varsa düne ait;

Şimdi YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK ve YENİ ŞEYLER YAPMAK LAZIM, buyurmaktadır!

Peki, İSLAM Dünyası ya da Müslümanlar, hangi tarihten beri, her alanda olduğu gibi özellikle de; DİN – MEZHEPLER -TARİKATLAR – SOSYOLOJİ – PSİKOLOJİ – MİMARİ – TIP – SANAYİ – HUKUK – TİCARET ve İNSAN konusunda, YENİ bir ŞEYLER SÖYLEMİYOR ya da SÖYLEYEMİYOR? Neden Acaba?

Yeni bir ŞEY SÖYLEMEYEN – SÖYLEYEMEYEN – ARAŞTIRMAYAN – GELİŞTİRMEYEN – İCAT Etmeyen – BULUŞ Üretmeyen – BİLİM ve TEKNOLOJİ Geliştirmeyen – ÜRETMEYEN ve ÜRETEMEYEN Toplumlar, yeni bir ŞEY Söyleyen – Araştıran – Geliştiren ve ÜRETEN Toplumlar – Milletler ve DEVLETLERİN hem UŞAĞI ve hem de KÖLESİ olmak durumunda kalacaktır!

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir