Dünyadaki kurulu ve yüz yıllık devam eden sistematik düzen, küresel ve emperyalist güçler, her yüz yılda, dünyamızda yeni bir düzen kurmak için genellikle karşılıklı olarak anlaşma yolunu tercih eder! Tabii ki bu anlaşma bazen çok sıkıntılı ve zor olmaktadır! Anlaşma dediğimiz zaten güçler arasındaki paylaşımda bazı şeylerden sadece vazgeçmek demektir! Anlaşmanın olmadığı dönemler ise dünyamız ve dünya halkları için açlık, yokluk, sıkıntı, göçler, ölümler ve kan demektir! Birinci ve İkinci dünya savaşları neden çıkıvermiştir? Peki, dünyadaki tüm yaşananları ve özellikle de ülkemizdeki gelişmeleri bugün için nasıl okumalıyız? Okuyabilirsek neler olur? Okuyamadığımız ve stratejik taktik geliştiremediğimiz zaman ise neler olur? Yüz yıl önce aynı büyük bir hesap ve plan ile gelenleri okuyamadığımız, öngöremediğimiz ve taktik strateji de geliştiremediğimiz için kocaman bir imparatorluğun lime lime edilmesine ve milyonlarca insanımızın da ölümlerine sadece seyirci kaldık!
Küresel ve emperyalist güçler, dünya hegemonyal konumları ve özellikle de finansal karlarını ziyadeleştirmek için her dönem dünyanın stratejik bölgelerinde bazı olayları planlı bir şekilde çıkarmak için neredeyse birbirleri ile yarışır veya bilek güreşine girerler! Mezkur bilek güreşinde dünya halklarından ne kadarının ölümlerine sebebiyet verdikleri ise önemli değildir! Tek bir gaye ve hedefleri vardır; Emperyalist ve sömürü düzeninin her hangi bir inkıtaya sebebiyet vermeksizin devam etmesi! Aksi halde dünyamızı yakar, yıkar, altı üstüne getirir ve kan gülüne çevirmekten de çekinmezler! Dünya tarihi bunların canlı örnekleri ile doludur! Tarihçilerin okullarda bizlere okutmadığı ve anlatmadıklarını bakmayınız! Tarihi hikaye olarak okutursanız böyle olur! Fakat ders almak, ibret almak, bugünleri okuyabilmek ve bugün yaşananların tarihte de aynen yaşanmış olduklarını görebilmek için okutursanız daha etkili ve faydalı olacaktır!
Dünyamızdaki tüm bu gelişmeler, olaylar, patlamalar ve küresel güçler arasındaki bilek güreşinde, ülkemizdeki mahalli seçimlerin hiç bir önemi yok mudur? Küresel güçler arasındaki bilek güreşi ile ülkemizdeki mahalli seçimlerin ne bağlantısı olabilir, dediğinizi de duyar gibiyim! 31 Mart 2019 mahalli seçimleri öylesine bir seçim midir? Türk Devleti, Türk milleti ve yirmi dört milyon kilometre karelik Türk dünyası ve gönül coğrafyası ile hiçbir ilgi ve alakası da mı yoktur? Ne diyorsunuz? Aman canım sende ne olacakmış! Sadece bir belediye başkanı seçeceğiz! Amma da abartıyorsunuz! Gerçekten de öyle midir?
Daha dün diyeceğimiz yakın bir zaman diliminde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizde, sözde öz yönetim ilan edenler, çeşitli ilçelerimizde hendekler kazmıştı! Peki, bu hendekleri kimler ve neden kazmıştı? Hendekleri neden kazdıklarını ve neden bombalı tuzaklar kurduklarını da, savunmamız için ve Devletin uygulamaları halkın güvenliğini tehdit ediyor ve zarar veriyor, halkımızı devlete karşı korumak zorundayız, şeklinde açıklamalarda bulunmuştu! Neymiş efendim! Adamlar, Halkı Devletten koruyorlarmış! Kimi kimden kurtarıyorsunuz? Siz kimsiniz? Devlet kim? Halk kim? Vatandaş kim? Siz neyi, kimden, kim adına, nasıl ve neden koruyorsunuz?
Bugün, 31 Mart mahalli seçimleri için şu veya bu isimler ve başkan adayları üzerinden vatandaş bazında veya partili zaviyesinden verilen kavgalar ve küskünlükler neyin işaretidir? Yok efendim, belediye meclis listelerine bakar mısınız? Bazı isimler üzerinden kopan fırtınaya neler demeli? Beyler dünyada yeni bir sistem kurulurken, siz içeride eliniz armut toplamalı ve düşünceleriniz de sukut mu etmeli! Yoksa tüm bunlara yönelik olarak öngörülerinizi ve tüm tedbirlerinizi de almak zorunda mısınız? Ya da siz de devletin tüm kurum ve kuruluşları ile birlikte yeni sistem için dizayn etmeli misiniz?
Dünyadaki tüm küresel güçler ve emperyalistler, dünyamız için yeni bir düzen ve sistematik kurmayı planlarken, Türk Devleti bu plana yönelik içeride hazırlıklı ve öngörülü olmasın mı? Tabii ki içerideki tüm kaleleri sağlama almak zorundasınız! 15 Temmuz hain darbe ve işgal kalkışması akabinde, Yeni Kapı ve özellikle de kurumsallaşmış hali olan Cumhur İttifak ruhu ile içeride perçinlenmek istenen durum nedir? Yeni kapı ve Cumhur İttifak ruhunun görünen ve görünmeyen liderleri ve kahramanları kimlerdir? Bu ruh, Türk Devleti ebed müddet mefkuresi ve ruhunun aynen temsilcileri midir? Türk Milletinin dünya üzerindeki adalet, hakkaniyet ve merhamet ülküsünün de taşıyıcıları mıdır? Bilemiyoruz! Türk Devletinin olmadığı yeni bir dünya düzeni ve sistematiği bugün için artık kurulamaz! Türk Devleti ve Türk milletinin plana dahil olmadığı yeni bir dünya düzeni bugün için artık masa da kurulamaz! Bu masayı kurabileceklerini zanneden güçler kapımıza dayanmaktadır! Neden? Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başkenti son dönemde küresel güçlerin yol geçen hanına dönmüştür! Neden? Aksi halde istedikleri ve yüz yıllık eski hesapları ve planları da tıkır tıkır işletilebilirdi! Ne buyurdunuz?!