Allah; Sizi Yok Eder ve Başkalarını Getirir!.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulması ile birlikte muhafazakar camiadaki dini yaşantı konusunda bazı dönemlerde sıkıntılar olmuştur!. Peki, bu konudaki sıkıntılar neden olmuştur? Bu sıkıntılara sebebiyet verecek noktadaki muhafazakar camiadan kişiler olmuş mudur? Devlet bekası gereği önlemler mi almıştır? Devlet dediğimiz kurum devleti ebed devam müddet ülküsü çerçevesinde hareket etmektedir! Din, bazı kişilerin elinde oyuncak haline mi gelmiştir? Her köşe başında bir şeyh mi türemiştir? Şeyh uçmayıp müritleri de uçurduğuna göre! Mürit sayısını acilen artırmak gerekmektedir! Her köşe başında bugün olduğu gibi Allah ve peygamberi ile her dakika görüştüğünü iddia eden sapık ve meczuplar ordusu mu türemiştir! Her köşe başında Peygamber soyundan geldiğini iddia eden aklı evveller mi türemiştir? Her köşe başında din alıp din satan bezirgan sürüsü mü türemiştir?! Peki, böyle bir ortamda devlet dediğimiz kurum, devletin ve milletin birliği ve bekası adına tabi ki kanun ve kurallarını devreye alacaktır! Devlet dediğimiz kurum ne için vardır? Dönemin en büyük ve kalkınmış ülkesi olan Endülüs neden parçalanmıştır?! Endülüs’ten bugüne hiçbir emare dahi kalmamıştır! Neden? Bugün, bölgemizdeki Devletleri olmayan halkların haline de ibret alabilmek adına şöylece bir bakalım ve düşünelim, diyorum!

Türkiye Cumhuriyetinin kurulması akabinde ki süreçte devleti idare ettiği iddia edilen Beyaz Türkler ve kendilerini de sürekli olarak bu ülkenin Zencisi kabul eden muhafazakar bir camia! İki bin üç yüz yıldan beri dünya üzerinde kadim devlet geleneği olan Türk Milleti; 1071’de Malazgirt ile Anadolu’ya yerleşen, Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarını da birlikte veren evlatları nasıl birbirlerine karşı üstün ya da aşağı bir ırk olarak görebilir? Olabilir mi böyle bir şey?! Kabul edilebilir mi böyle bir durum?! Azim ile çalış, demokrasinin gereği olarak seçimlere gir ve kazan! Devlet idaresine de gel otur! Sana kim ne diyebilir ki?! Muhafazakar camiadaki yanlış olan Allah ve din algısı zaten bu değil midir? Dünyada, çalışmadan ve gayret sarf etmeden her şeyi Allah’tan beklemek! Armut piş ağzıma düş durumu! Hani bir tarihler, Allah’tan iste, bize gökten yemekler indirsin, dedikleri gibi! Allah ne diyor; Ben çalışana veririm! Allah, dünyada iken sadece Müslüman ve mümine veririm diye bir garantisi var mıdır? Sonsuz Kudret sahibi Yüce Allah; Doğrusu insana dünyada çalışmasından başka bir karşılık yoktur, buyurmaktadır!

Sonsuz Kudret sahibi Yüce Allah, Müslümanlara emirleri ve ayetlerini dünyalıklar için satmamaları konusunda uyarı ve ikazlarda bulunmaktadır. Şöyle ki Ve beraberinizdekini musaddık olarak indirdiğim Kurana iman edin, ona inanmayanların birincisi olmayın, benim ayetlerini bir kaç paraya değişmeyin ve benden sakının, artık benden. ( Bakara – 41 ) Eğer bir kişi ilahi hükmü yanlış, kendisinin veya başkasının hükmünü doğru kabul ederek, buna göre hüküm verirse bu kişi kafir, zalim ve fasıktır. Eğer bir kişi ilahi hükmün doğruluğunu kabul eder ve buna aykırı bir hüküm verirse İslam’ın dışına çıkmış olmazsa da imanına zulüm ve fıskı karıştırmış olur. Eğer bir kişi hayatın her alanında Allah’ın hükmünü inkar ve reddederse her bakımdan kafir, zalim ve fasık sayılacaktır. İlahi hükmü bazı noktalarda kabul eder, bazılarında reddederse iman ve İslam’ını küfür, zulüm ve fıskla karıştırmış olur, bu ayetler Yahudiler ve Hristiyanlar hakkında inmiş olmakla birlikte, bu hükümler bütün insanlar için geçerli genel kurallar niteliğinde olduğunu, ( Maide – 44 – 45 – 47 ) buyurmaktadır!.

Sonsuz Kudret sahibi Yüce Allah, Müslümanlara yönelik olarak nasıl yaşamaları gerektiği, emirleri ve ayetlerini de dünyalıklar için satmamaları ve dinden dönmeleri durumunda ise yeni bir kavim getireceğini hatırlatmaktadır! Şöyle ki; Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse bilsin ki Allah öyle bir kavim getirecektir ki Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler; müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı vakarlıdırlar; Allah yolunda cihat ederler ve hiç kimsenin kınamasından korkmazlar. İşte bu Allah’ın dilediğine verdiği bir lütfüdür. Allah’ın lütfü geniştir; O, her şeyi bilir. ( Maide – 54 ) Eğer, yine de yüz çevirirseniz, ben size ne ile gönderilmişsem, işte onu tebliğ ettim. Ayrıca Rabbim, sizin yerinize başka bir kavmi getirir de siz O’na zerrece zarar veremezsiniz. Hiç şüphesiz O, her şeyi koruyup gözetendir. ( Hud – 57 ) Ey insanlar! Allah dilerse sizi yok eder ve başkalarını getirir. Allah, buna hakkıyla gücü yetendir, ( Nisa – 133 ) şeklinde uyarı ve ikazlarda bulunmaktadır!.

Peki, şimdi bunları neden yazıyorsun? 31 Mart mahalli seçim sonuçları ve yenilenecek olan İstanbul büyük şehir belediye başkanlık seçimlerinin mezkur yazdıkların ile ne alakası var, dediğinizi de duyar gibiyim! Allah, ayetlerini birkaç paraya satmayın ve değişmeyin, şeklinde neden buyurmaktadır? Allah, insanlardan korkmayın, benden korkun ve az bir bedel karşılığında ayetlerini satmayın, uyarı ve ikazlarını neden yapmaktadır! 1984 yılındaki genel ve 1989 mahalli seçimleri, 2002 tarihinde AK Partinin genel seçimlerde başarılı çıkması ile birlikte muhafazakar camia devletin yerel ve merkezi yönetimde tepesine yerleşmiştir! Peki, muhafazakar camia, devlet idaresinde dini emirler ve Müslüman olmanın gereklerini yerine getirmiş midir? Muhafazakar olarak bildiklerimiz Devletin hazinesine el uzatmış mıdır? Devlet idaresinde, tüyü bitmemiş yetimin hakkına tecavüz etmiş midir? Devlet yönetiminde Allah’ın emri olan ehliyet, liyakat ve adalete önem vermiş midir? Devletin hazinesi eş, dost ve yandaşlara peşkeş çekilmiş midir?! Daha önceki dönemlerde beyaz Türkler olarak şikayette bulundukları kişilerden farklı bir yönetim şekli mi sergilemişlerdir? Tabii ki hayır! Hatta beyaz Türkler dediklerinden daha da beterini yapmışlardır! Allah ne buyuruyor? Müslümanlara, ayetlerini üç beş kuruşa değişmeyin ve dünyalık için de satmayın, buyuruyor! Peki, akabinde ne diyor? Allah; böyle yapmanız ve yaşamanız durumunda ise sizin yerinize başka bir kavmi getirir de, siz, O’na zerrece zarar veremezsiniz! Bu ümmet, diğer ümmetlerde olduğu gibi toplu olarak helak edilmeyeceğine göre! Verilen nimetlere karşı azgınlık eden ve kamu malına el uzatanlar, ehliyet, liyakat ve adaletle hükmetmeyen, azgınlık ve şükürsüzlük yapanlar için sizin yerinize bir başkasını getiririm demektedir! Burada sizin yerinize derken, ne ve nasıl bir okuma yapmalıyız?! Sonsuz hikmet ve kudret sahibi Yüce Allah, acaba bugünleri mi tarif etmekte ve işaret etmektedir?! Bilemiyorum!.

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir