Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan sonraki süreçte, karşımıza darbeler ve muhtıralar çıkmaktadır! Neden Acaba?
Bu ülkede darbeler neden olmaktadır? Darbeler olmadan yolumuza devam edemez miyiz? Peki, Darbeleri yapan güçler, neyi ve neleri hedeflemektedir?
Cumhuriyetin kurulması akabinde, işbirlikçiler maharetiyle, devleti yönetmeye ve kontrol etmeye alışmış küresel güçler, kendilerince yoldan veya kontrollerinden çıkmaya başladığı, her on yılda bir, karşımıza darbelerle çıkmaktadır! Neden Acaba?
Darbeler, askeri olduğu gibi, post modern ve sosyal, ekonomik de olabilmektedir!
Şubat ayı, baharın müjdecisi, Cemrelerin önce Havaya, sonra Suya ve daha sonra da Toprağa düşmeye başladığı tarih olarak hafızalarımızda kalmıştır!
Cemrelerim düşmesi ile havalar ısınmaya; kış bitmekte ve cıvıl cıvıl bahar mevsimi kendisini hissettirmeye başlamaktadır. Karlar erimekte, dereler çağıldamakta ve tabiat her zerresinde bir kıpırdanma ve bir canlanma başlamaktadır!
Cemreler, sadece havaya, suya ve toprağa değil, Gönüllerimize de düşmesi dileklerimle! Gönüllerimiz, bu çağda çok büyük Nasırlar kapladı! Gönül dünyamızdaki nasırlarımızın iyileşmesi ve kaybolması için gönül cemrelere ihtiyacımız var!
Peki, 28 Şubat 1997 tarihine gelinen süreçte, neler olmuştur? Hafızalarımızı bir tazeleyelim!
- Kız öğrenciler, başörtüsü taktıkları için okullara alınmadığı, dini vecibelerini yerine getirmek isteyen insanların adeta kamusal alandan silindiği, var olan toplumsal düzeni, korku ve tehlike mantığına endeksleyen kararların kâğıda döküldüğü günün adı, şeklinde ifade edebiliriz!
Bu ülkenin makûs tarihi her on yılda bir darbelerle anılır konuma neden getirilmiştir? Darbeler olmadan yolumuza sağ ve salimen neden devam edemiyoruz? Birileri bu asil millet ile neden uğraşıyor? Dertleri nedir ki?
Bin yıllardır yaşamakta olduğumuz Anadolu coğrafyasında, kirli hesabı ve sinsi planları olan küresel güçler ve işbirlikçiler, yoldan ve kontrollerinden çıkmaya başladığı dönemlerde, kendilerine göre Balans ayarlarımızla oynuyor! Balans ayarları ne zamana kadar devam edecektir? Bunun bir Sonu olacak mıdır?
Peki, her on yılda, ne zaman bir darbe olacak diye beklemek ve karabasanlar görmek zorunda mıyız?
28 Şubat 1997 tarihinde, Şubat ayı cemrelerin ve baharın müjdecisi olarak hafızalarımızda kalmasını istemeyen, küresel güçler ve işbirlikçiler, post – modern bir darbe ile bu topraklarda yaşayan Anadolu insanına, kara kışı tekrardan yaşatmış ve baharın gelmesini beklerken mazlumların üzerine ve gönül dünyamıza, aniden bir KARA kış yeniden bastırmıştır!
Kara kışın kendilerine göre bin yıl sürmesini beklemiş ve ümit etmişler, ona göre, bir sistem ve düzen kurmak için her türlü girişimde bulunmaktan çekinmemişler!
Sonsuz Kudret Sahibi, inanıyorsanız güçlüsünüz kuralı gereğince, inanan kesim üzerinde, kirli ve sinsi hesap yapanların tüm hesap ve planlarını bozmuştur!
28 Şubat tarihi akabinde, Anadolu coğrafyasında, bu toprakların kahrını çeken tüm mazlum insanlara yapılan zulümleri tekrar hatırlatmakla, içimizi karartmak ve karamsar bir tablo çizmek istemiyorum.
Birileri, kirli bir hesap ve sinsi bir plan yapmış; Zulüm ve Kara günlerin bin yıl sürmesini Umut ettikleri!
28 Şubat, Aziz Türk Devleti ve Asil Türk Milleti arasında ki bağların koparılmasıa yönelik, bir harekettir! Devlet, Milleti ile barışmasın! Devlet, Milleti ile kucaklaşmasın! Millet, Devletine Düşman kesilsin!
Sonsuz Kudret Sahibi Yüce Allah, hesap ve plan yapanların en büyüğü olduğunu, inananlara ve müminlere göstermiş! Çok kısa bir zaman diliminde, kirli ve sinsi hesap yapanların tüm hesap ve planları berhava olmuştur!
Böyle gün ve dönemler, asil milletin tarihinde bir daha yaşanmamasını, Yüce Allah’tan niyaz ederim!