Ülkemiz ve bölgemizde, 100 yıl önce yeni bir dönemin başladığının ilk göstergelerini, 31 Mart vakası ile birlikte gözlemliyoruz! Aslında bunun ilk işaret fişeklerini de 1839 Islahat ve 1876 Tanzimat Fermanına kadar götürebiliriz!
31 Mart Vakası ile tahttan indirilen Osmanlı padişahı ve yönetim derdest edilmesine rağmen, Tanzimat Fermanı’nın hükümleri 1922 yılına kadar cari kalmıştır!
Devlet yönetim kademesinde, küresel ve emperyalist güçlerin nasıl adamları mevcut ise bunu da çözümlemek ihtimaller dışındadır! Artık, ülkemizde yönetim vb. konularda bazı uygulamalar eskisi gibi devam etmeyecektir!
Ülke ve bölge halkları, bu gelişmeleri hiçbir zaman anlayamadık! Emperyalist güçler, Osmanlı’yı parçalayabilmek ve her bir parçasına da kendi kukla yönetimlerini yerleştirebilmeleri için bu vb. gelişmelerin, olması gerekiyordu!
Aksi halde, ne Osmanlı’yı bölüp parçalayabilirler ve ne de yer altı – yerüstü kaynaklarını, ülkelerinin refahı adına taşıyabilirlerdi! Engellerin ortadan kaldırılması, varlıkları için gerek şarttır! Bunun için de içerideki işbirlikçileri vasıtası ile çok büyük bir destek sağlamıştır!
Daha önce kendi ülkelerinde, ülkenin öz kaynakları ile okutmuş olduğu, ülkenin geleceği adına yurtdışında yetiştirdikleri, eğitim aldıkları ülkeler adına; çalışmalara, ihanetlere ve işbirlikçiliğe başlamıştır!
Adamlar; 20. Yüzyılı anlamak isteyenlere tavsiyem; Türkiye’nin anahtar olduğunu düşünün ve Türkiye’yi inceleyin, diyor! Peki, neden?
Türkiye, 20. Yüzyıl’ın, yeni bir başlangıcın anahtarıdır! Şimdi yeni bir döneme girdik; Bambaşka yeni bir döneme! Önümüzdeki 100 yılın anahtarı Türkiye’de olacak! Türkiye, 21. Yüzyıl’da dünyanın şekillenmesini sağlayacak; Her şey Türkiye ile başlayacak, diyor!
20. Yüzyılın anahtarı Türkiye’de olacak; Nasıl yani? Türkiye’nin kontrol ve denetimleri altına alınmasının işaretlerini mi veriyorlar? Ya da bizlerin gözden kaçırdığı ve analiz etmekte zorlandığımız neler olmaktadır?
Türkiye; Yeni bir Dünya düzeninde; Bölgesinin ve Dünyanın anahtar ülkesi olacağını ve iyi incelemek gerektiğini! Dünyanın süper gücü ve soğuk savaş sonrası dönemdeki bir gücün, bir emperyalist devlet, vurgu yapmaktadır!
Türkiye; iyi incelecek ve anahtar konumunda bulunuyorsa; ‘kendi haline bırakmaları’ da elbette ki mümkün değildir! Türkiye, sadece Türklere bırakılamayacak kadar çok önemli bir ülke, olduğunu vurgulamaktalar!
Türkiye ve bölge üzerindeki tüm taktik ve stratejileri bu plan çerçevesinde yürümektedir! Bu plana aykırı olan her düşünce, hareket, lider, bölge üzerinde hesabı olanların çıldırmasına yetip artmaktadır!
Dünya’nın anahtar ülkesi konumundaki Türkiye; içerideki işbirlikçi ve taşeronları vasıtası ile emperyalist ülkelere, tamamen teslim edilmeye çalışılıyor! Bu plan ve taktikleri tutmayınca, ülke ve bölge üzerinde hesabı olan tüm emperyalistler birbirlerine düşmektedir!
Dünyanın enerji deposu konumundaki Ortadoğu ve Avrasya’nın anahtar, köprü ve merkez ülkesi Türkiye’dir! Bölgedeki zenginliklere ulaşabilmenin tek yolu, Türkiye’den geçtiğini çok iyi bilinmektedir!
Küresel ve Emperyalist güçlerin ulusal çıkarlarının devamlılığı adına; Türkiye, ülkesi ve bölgesi ile bir ve beraber hareket etmemesi germektedir!
Türkiye’nin bölge halkları ile birlikte hareket etmesi; tüm emperyalistlerin bu bölgeden arkalarına dahi bakmadan çekip gitmesi demektir!