Bio – Güvenlik!..

Devlet,  millet ve tüm insanlık  için vazgeçilmezler arasında ki; siber güvenlik, gıda güvenliği ve bio – güvenlik, Korona virüsün başladığı tarihten itibaren, dünyamızda daha fazla  önem ve aciliyet kesbettiğine bir kez daha şahit olduk!. Siber güvenlik ve gıda güvenliği konularına daha önceki yazılarımızda değinmiştik!. Peki, bio – güvelik nedir?.

Bio – güvenlik; Trans –  genik ürünlerin olası risklerinin değerlendirilmesi ve kontrol altına alınması, modern bio – teknolojinin insan sağlığı ve çevreye zarar vermeden uygulanmasını sağlamak için alınması gereken politik ve işlevsel önlemlerin tümü olarak tanımlanmıştır!

Genetik yapısı değiştirilmiş organizmaların ve bunlara ait ürünlerin kısa ve uzun vadede insan sağlığı ve çevreye ne gibi etkilerinin olacağı tam olarak bilinmemektedir!.

Herhangi bir trans – genik canlı veya ürünün kullanıma sunulmadan önce olası risklerinin değerlendirilmesi ve diğer ülkelere ihraç edilmeden önce ithalatçı ülkelerin onayının alınması zorunlu hâle getirilmiştir!.

Genetiği değiştirilmiş organizma ürünlerin yararlarının yanı sıra insan sağlığını olumsuz etkileyecek zararları veya risklerinin olduğu da düşünülmektedir. Genetiği değiştirilmiş organizmaların insanlarda birçok alerjik reaksiyona sebep olduğu görülmüştür!.

Yapılan bir çalışma da alerjik özelliği olduğu bilinen Brezilya fındığından alınan bir gen, besin içeriğini zenginleştirmesi için soya fasulyesine aktarılmıştır!. Ancak bu genin sentezlediği proteinin Brezilya fındığındaki alerjik proteinlerden biri olduğu ortaya çıkmış ve trans – genik soya fasulyesi geliştirilmesine son verilmiştir!

Genetiği değiştirilmiş organizmalar hakkında ki bir diğer konu da gen aktarımının başarılı olduğu organizmaları seçmek için işaretleyici gen olarak kullanılan dirençli genlerin aktarılmak istenen asıl genle birlikte kullanılmasıdır!.

Ancak bu genlerin hastalık yapan mikroorganizmalara geçmesi durumunda ortaya çıkacak enfeksiyonların kontrol altına alınması zorlaşacaktır!.

Trans – genik, bitki üretiminde kullanılan genlerin doğaya yayılması durumunda ekolojik dengeleri bozarak büyük bir tehlike oluşturacağı düşünülmektedir!.

Genetik yapısı değiştirilmiş besinlerin toksik olabileceği, bağışıklık sistemi bozuklukları ile virütik enfeksiyonlara yatkınlık oluşturabileceği belirtilmiştir!.

Zararlı böceklere karşı dirençli mısırla beslenen fareler üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda akyuvar sayılarında, böbrek ağırlıklarında ve albümin / globülin oranlarında önemli değişmelerin olduğu görülmüştür!.

Türkiye’de bio – güvenlik, insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliği korumak için genetiği değiştirilmiş organizma ve ürünler ile ilgili faaliyetlerin güvenli bir şekilde yapılması, olarak tanımlanmıştır!.

Bu çerçevede, 24 Mayıs 2000 tarihinde, Türkiye dahil olmak üzere 130 ülke, genetiği değiştirilmiş organizmalı ürünleri, riskli kabul eden Bio – Güvenlik Protokolünü imzalamıştır! Protokolün yürürlüğe girmesi ile herhangi bir trans – genik canlı çevreye salımı gerçekleştirilmeden önce tam bir risk değerlendirmeye alınacak, bir başka ülkeye üretim ve doğrudan çevreye salım amacıyla ihraç edilmeden önce ithalatçı ülkenin önceden onayı alınacaktır!. Tüketim veya işleme amacıyla ihracı yapılacak olan trans – genik canlı ve ürünler hakkında, takas mekanizması vasıtasıyla önceden bilgilendirme sağlanacaktır!. Protokole taraf olan her ülke kendi iç mevzuatında, trans – genik canlıların kontrolü için gerekli yasal, kurumsal ve idari tedbirleri almak ve idame ettirmekle yükümlüdür!.

Yayınlayan

ahmetunver

Ahmet Ünver; İletişim Uzmanı; İletişim, Kurumsal İletişim, Halkla İlişkiler, Reklam, Marka, Marka Yönetimi, Marka İletişimi, Kurumsal İtibar, Kurumsal İtibar Yönetimi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir