Hamas’ın 7 Ekim saldırısının ardından başlayan, İsrail – Hamas Savaşı, İsrail’in orantısız güç kullanması; Yaşlı – Kadın ve Çocuk demeden insanların üzerlerine bombalar yağdırması, dünya insanlığının vicdanını sızlatmıştır.
İnsanlar ölürken, İnsanlığın ölmediğini sadece insani ve vicdani tepkileri ile göstermeye çalışan bir grup genç, ülkemiz ve dünya genelinde, sivil bir inisiyatif olarak, İsrail yanlısı ya da İsrail’e destek veren firma, marka ve ürünleri boykot sürecini başlatmıştır.
İnsan ve İnsanlık ölürken, hem İnsani ve hem de Vicdani tepki izhar edebilmek, İnsan olmak ve İnsan kalmanın sadece bir göstergesidir.
Türkiye’de, sosyal medya platformları üzerinden paylaşılan boykot firmaları – markalar ve ürün listesi ile kitleler, insani ve vicdani olarak, sadece boykota davet edilmektedir.
1 -) Boykot, Firma – Marka ve Ürünler ile ilgili Sorular için;
Öncelikle ve özellikle, sosyal medya platformları üzerinden BOYKOT çağrısı yapan, Boykot ürünleri listesini hazırlayan ve güncelleyen kahramanları ( #boykotdedektifi @boykotdedektifi #boykormarkalar #boykotürünler #boykotfirmalar ) tebrik eder ve bu sürece destek veren herkese teşekkür ederim.
Peki, Boykot ne kadar etkili olmaktadır? İsrail ya da İsrail’e destek veren firma, marka ve ürünler, boykotu ne oranda dikkate almaktadır? Ya da saman alevi gibi yakında söner mi diyorlar?
Yoksa Boykot, İsrail ve İsrail’e destek veren firmaların umurunda değil mi?
Ürün satışlarında ki düşüş ve bazı fabrikaların kapanma sürecine girmesi, boykotun ne kadar etkili olduğunu göstermektedir.
Boykota destek noktasında; Konya özelinde, Konya Büyük Şehir Belediyesi ve Merkez ilçe Belediye Kafe’ler ve bağlı işletmeler, yerelde ki bazı marketler, boykot ürünleri raflarına koymadığını da, not edelim!
Peki, boykot ürünlerini, raflarına koymayan – müşterisine sunmayan CAFE ve Marketlerin cirolarında bir düşüş var mıdır? Yoksa ciro ve kar artışları mı olmaktadır?
Boykot; özellikle, ilk okul çağındaki çocuklar, hem farkındalığın artmasına ve hem de söylem durumundan tutum konumuna geçtiğini de hatırlatmak isterim.
İnsan denilen Varlık ya da BİREY; İnsani ve Vicdani olarak, bir yanlış olay ya da durum karşısında; TEPKİSİ ve HAYIR cevabı kadar var olacaktır!
Her seçiş ve tercih bir vazgeçiştir. Neyi ve neleri tercih ettiğimiz ya da seçtiğimiz, nelerden vazgeçtiğimiz, hem insani ve hem de vicdani bir duruşu ifade etmektedir.
Her seçiş ve tercihin bir BEDELİ olduğu gibi her VAZGEÇİŞLERİN de bir BEDELİ – CEZASI ya da ÖDÜLÜ mutlaka olacaktır.
Boykot firmaları – markalar ve ürünlere, insani ve vicdani bir duruş sergileyen herkesi ve tüm işletme sahiplerini tebrik ederim.
Boykot; Belirli bir şeyin yapılmasını veya yapılmamasını sağlamak için iradesi üzerine baskı yapmak amacı ile bir kişi, bir kuruluş veya devlet ile her türlü ilgiyi kesme, anlamına gelmektedir.
Boykot; Birey veya grupların belirli bir ürün, hizmet, şirket veya ülkeden alım yapmama kararı alarak, bu durumun ekonomik ya da sosyal baskı oluşturmasını hedefleyen bir eylem, olarak ifade edilmektedir.
Boykot; Tarih boyunca, tüketimden gelen ekonomik gücü kullanmak suretiyle, politik ve sosyal değişimleri tetikleyen, etkili bir protesto aracı olarak görülmektedir.
Tarihteki boykot hareketleri, etkisi küçümsenemeyecek boyutta, değişimlere katkı sağlamıştır.
Günümüzde, çevreye zarar veren şirketler ve etik dışı uygulamalar gerçekleştiren markalara, halkın sorunlarını göstermeyen medya kuruluşları ve vergilerini ödemeyen şirketlere kadar, her alanda boykot organize edilmektedir.
Boykot hareketleri; hükûmet ve şirketlerin politikalarını değiştirmelerine neden olmaktadır.
İslam tarihinde, Mekkeli Müşriklerin, Müslümanlara karşı üç sene baskı yöntemi olarak devam ettirilen boykot uygulamasını da hatırlatmak isterim.
Osmanlı döneminde yaşanan ve hayır olarak yapılan bir çeşmeden Müslümanların su içmesinin yasaklandığı, hayır sahibinin Müslümanların tepkisizliğini ( Çeşmenin üzerinde; Her kula helâl, Müslüman’a haram, yazmaktadır ) dile getirmeye çalıştığı, hikayeyi bilmeyenimiz yoktur.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’nın 26. maddesi; BOYKOT konusunda; Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
Hz. Peygamber efendimiz (sav): İçinizden biri bir kötülük görürse onu eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin! Buna da gücü yetmezse kalbiyle ( ona karşı kin ve nefret beslesin ). Bu ise imanın asgarî gereğidir, buyurmaktadır.
Hadisi şeriflerde; Bizden başkasına benzemeye çalışanlar bizden değildir. Yahudi ve Hristiyanlara benzemeyin!
Kim bir kavme benzerse, onlardan olur.
Kim bir kavmi severse, Allah Teâlâ onu onların arasında haşır eder, buyurulmaktadır.